Bilişim Suçuna Teşebbüs

Bilişim suçuna teşebbüs ne demektir? Bilişim suçları kendi içerisinde birden fala gruba ayrılmaktadır. Hukukumuzca düzenlenen bu ayrımlarda suçun teşebbüs halinde ya da nitelikli halleri de, detaylı şekilde açıklanmıştır. Çünkü her iki halde de, suçun cezasında farklılıklar olur.

Çağımız teknoloji ile iç içe olmaktadır. Kişiler her türlü işlemlerini halletmek için ve eğlenceli vakit geçirmek için, internetin olanaklarından faydalanmaktadır. Fakat internette geçirilen bu süre içerisinde, kötü niyetli olan kişiler tarafından hesaplarınız bloke edilebilir, maddi zarara uğratılabilir ya da resimleriniz başkaları tarafından ele geçirilerek farklı amaçlarda kullanılabilir. Bilişime dair olan suçlar görüldüğü üzere pek çok şekilde olur. Bilişim suçlarında teşebbüs hali, suçun nitelikli haline göre daha az ceza alınmasına sebep olur.

Bilişim suçunda hukuksal yarar ne olmaktadır? Hukuk içerisinde yapılan bütün düzenlemeler, toplumsal hayatın başarısı için gereklidir. Kanunlar ve kurallar kapsamında, kimse diğer bir kişinin hayatını etkileyecek ve mağdur olmasına sebebiyet verecek eylemlerde bulunmaz. Bu şekilde davranışlar sergileyen kişiler, hukuk kapsamında ceza alır.

Bilişim suçu aslında TCK Madde 244/1 ve 244/2 bakımından mala zarar verme suçunun özel bir görünüş biçimini oluşturmaktadır. Bilişim sistemi ve onun içerdiği verilerin, mala zarar verme suçunun konusunu oluşturan mal kapsamı içerisinde ele alınmamasından kaynaklanan boşluğu doldurmak amacıyla düzenlenmiştir.

Bilişim suçunda taraflar, iki kısma ayrılır. Bunlar; fail ve mağdur olan taraftır. Suçun faili olabilecek kişiler bakımından herhangi bir özellik aranmış değildir. Her kişi bu suçun faili yani suçu işleyen kişi olabilir. TCK Madde 246 uyarınca, bu suçların işlenmesinden yarar sağlayan tüzel kişiler hakkında da bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmedilir.

İşleyişi engellenen veya bozulan bilişim sisteminin ya da bozulan, yok edilen değiştirilen kişi bu suçun, mağdur olan kişisidir. Buna karşılık, TCK Madde 244/4 açısından mağdur, malvarlığı itibariyle zarara uğrayan kişi olarak da belirtilmiştir.

Bilişim suçuna teşebbüs konumuzu daha detaylı halinde inceleyebilmek için, yazımızı okumaya devam ediniz.

İzinsiz Bilişim Sistemine Girmenin Maddi Konusu Nedir

Suçun maddi unsurunu oluşturan hareket, TCK Madde 243’te “hukuka aykırı olarak bilişim sistemine girme ve orada kalmaya devam etme” olarak öngörülmüştür. O halde, failin hukuka aykırı olarak bilişim sistemine girmiş olması, tek başına bu suçtan dolayı cezalandırılması için yeterli değildir. Ayrıca belirli bir süre sistemde kalması da gerekir. Sisteme giren kişinin sistemde ne kadar süre kalması gerektiğine dair kanunda bir açıklama yoktur. Bununla birlikte, failin ne kadar süre sistemde kalması gerektiği konusunda bu suçun kesintisiz bir suç olduğu göz önünde bulundurulmalıdır. Bu nedenle, güvenliğini kırarak sisteme giren kişi sistemde kalmayıp hemen çıkacak olursa, böyle bir durumda faili bu suçtan dolayı cezalandırmak mümkün olmayacaktır.

Bu madde anlamında girmek, sistem güvenliğini devre dışı bırakarak sistemin tamamına veya bir bölümüne erişmek; kalmaya devam etmek ise, kısmen ya da tamamen erişilen sistem içerisinde belli bir süre beklemektir.

Sisteme giren kişinin ayrıca sistemde kalması da gerektiğinden, başkası tarafından girilen sistemde kalan failin bu suçtan dolayı cezalandırılması mümkün olmayacaktır ki, bunu anlamak mümkün değildir. Yine, sistemin güvenliğini kırdıktan sonra sistemden hemen çıkan kişinin de bu düzenlemeye göre cezalandırılması mümkün olmayacaktır.

Hileli girişin kanıtlanması; güvenlik önleminin ihlali veya dolanıldığı, abone giriş kodlarına bir casus fişye kaydetmek veya bir sistemi uzaktan sorgulama imkânı veren bir casus bağlantısı kurmak veya yetkisi olmadan bir programa girmek gibi davranışların tespit edilmesiyle mümkün olur.

Bilişim Dolandırıcılığı Suçu

Bilişim suçuna teşebbüs halinde uygulanan ceza kapsamı ile bu suçun dolandırıcılık boyutunda işlendiği zaman uygulanan ceza, birbirinden farklı olmaktadır. Kanun koyucu da, bu düzenlemeleri farklı madde başlıkları altında açıklamıştır.

Haksız yarar sağlama suçuna ilişkin TCK madde 244/4, fiilin bir başka suçu oluşturmaması koşuluna bağlı olarak uygulanabilen tamamlayıcı nitelikte bir düzenlemedir. Bu noktada üzerinde durulması gereken sorun, haksız yarar sağlama suçu ile hırsızlık ve dolandırıcılık suçu arasındaki ilişkidir.

TCK madde 142/1-e’de hırsızlık suçunun bilişim sistemleri kullanılmak suretiyle işlenmesi, cezanın ağırlaştırılmasını gerektiren nitelikli hal olarak öngörülmüştür. Hırsızlık suçu, bu suçun konusunu oluşturan taşınabilir bir malın bulunduğu yerden alınması ile oluşur. Bilişim sistemlerine veya sistem içerisindeki verilere müdahale etmek suretiyle taşınır bir malın bulunduğu yerden alınması fiilen mümkün gözükmemektedir. Bu nedenle, bilişim sistemleri veya verilere müdahale etmek suretiyle haksız bir yarar elde edilmesi durumunda daha çok dolandırıcılık ya da haksız yarar sağlama gündeme gelebilir ise de; hırsızlık suçunun oluşması çoğu durumda mümkün gözükmediği için, hükmün uygulama alanı oldukça sınırlıdır.

Yargıtay ise, sanığın internet bankacılığı hizmetinden yararlanan yakınının şifresini elde ederek hesap bilgilerine ulaştıktan sonra, banka hesabındaki 5.800 YTL’yi oluşturduğu sahte kimliğe havale çıkarttığı, bu eyleminde sistemi engelleme, bozma, verileri yok etme veya değiştirmenin söz konusu olmadığı anlaşıldığından, söz konusu nitelikli hali uygulamıştır. Aynı karar göre, bu nitelikli halin uygulama alanı bulduğu durumlarda suçun tamamlanma anı, bilişim sisteminin bu amaçla kullanıldığı zamandır. Y.6. CD., 2.6.2008, 555/12249

TCK madde 158/1-f’de dolandırıcılık suçunun bilişim sistemleri kullanılmak suretiyle işlenmesi, cezanın ağırlaştırılmasını gerektiren nitelikli hal olarak öngörülmüştür. Dolandırıcılık suçunun oluşması, TCK madde 157’de “bir kimsenin” aldatılmasından söz edildiği için, belirli bir veya birden fazla kişiye yönelik hileli davranışlarda bulunulmasını gerektirir. Haksız yarar sağlama suçu, tamamlayıcı nitelikte olduğu için, eğer somut olayda belirli bir veya birden fazla kişiye yönelik hileli davranışlara da başvurulmuş ise, bu suçtan dolayı değil, dolandırıcılık suçundan dolayı failin cezalandırılması gerekir.

Bu durumlarda üzerinde durulması gereken bir sorun da, TCK madde 244/1-2 ile madde 244/4 arasındaki ilişkidir. Örneğin; fail, haksız çıkar elde etmek amacıyla sisteme veri yerleştirmiş ya da başka bir yere göndermiş, ancak engel bir nedenle haksız yararı elde edememiştir. Böyle bir durumda failin, TCK madde 244/1-2’den dolayı değil, TCK madde 244/4’te belirtilen suça teşebbüs nedeniyle cezalandırılması gerekir.

TCK 243

TCK 243 ile 246 arasında, bilişim suçuna teşebbüs, suçun işlenmesi, nitelikli halleri ve cezası gibi diğer faktörler yer almaktadır. TCK madde 243/1’de “bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak girme ve orada kalmaya devam etme” suçu olarak düzenlenmiştir. TCK madde 243/2’de bu suçun “bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi” cezanın indirilmesini gerektiren nitelikli bir hal olarak öngörülmüş. TCK madde 243/3’te ise, cezanın netice yüzünden ağırlaştırılmasını gerektiren nitelikli hal olarak, bu fiil sonucunda “sistemin içerdiği veriler yok olması veya değişmesi” konusuna yer verilmiştir.

TCK madde 243;

1-) Bir bilişim sisteminin bütününe veya bir kısmına, hukuka aykırı olarak giren ve orada kalmaya devam eden kimseye bir yıla kadar hapis cezası ve adli parası verilir

2-) Yukarıdaki fıkrada tanımlanan fiillerin bedeli karşılığı yararlanılabilen sistemler hakkında işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranına kadar indirilir

3-) Bu fiil nedeniyle sistemin içerdiği veriler yok olur veya değişirse, altı aydan iki yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Öğretide genellikle bu suç “yetkisiz erişim” olarak nitelendirilmektedir. 765 sayılı TCK madde 525a/1’deki “verilerin ele geçirilmesi” suçuna ilişkin getirilen düzenlemeye yönelik eleştirilerden en önemlisi, bu suçun oluşması için bilişim sistemindeki verilerin fail tarafından ele geçirilmesinin arandığıdır.  Oysa en çok karşılaşılan ihlal türleri içerisinde yer alan bilişim sisteminin güvenliğinin kırılarak sisteme hukuka aykırı yollarla girilmesinin yaptırımsız kaldığı doğrultusundaydı. TCK madde 243/1 ise, suçun oluşması için mutlaka verilerin ele geçirilmesi zorunluluğunu aramamakta, hukuka aykırı olarak sisteme girilmesi ve orada kalınmasını suç haline getirmektedir.

TCK madde 243’teki suçun oluşması için, failin, sisteme hukuka aykırı olarak girmiş ve orada kalmış olması gerekir. O halde, sisteme girilmesine veya orada kalınmasına olanak sağlayan herhangi bir yasal düzenleme varsa, bu çerçevede sisteme giren kişi bakımından kanun hükmünü yerine getirme (TCK madde 24/1) hukuka uygunluk nedeni düşünülebilir. Bu doğrultuda bilgisayarlarda, bilgisayar kütük ve programlarında aramaya ilişkin CMK madde 134 hükmü çerçevesinde sisteme yapılan müdahaleler hukuka uygun sayılacaktır.

TCK 244

TCK 244 maddesinde; sistemi engelleme, bozma verileri yok etme ve değiştirme kapsamları yer almaktadır. Bu madde gerekliliğince;

1-) Bir bilişim sisteminin işleyişini engelleyen veya bozan kişi, bir yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır

2-) Bir bilişim sistemindeki verileri bozan, yok eden, değiştiren veya erişilmez kılan, sisteme veri yerleştiren, var olan verileri başka bir yere gönderen kişi, altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır

3-) Bu fiillerin bir banka veya kredi kurumuna ya da bir kamu kurum veya kuruluşuna ait bilişim sistemi üzerinde işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında arttırılır

4-) Yukarıdaki fıkralarda tanımlanan fiillerin işlenmesi suretiyle kişinin kendisinin veya başkasının yararına haksız bir çıkar sağlamasının başka bir suç oluşturmaması halinde, iki yıldan altı yıla kadar hapis ve beş bin güne kadar adli para cezasına hükmedilir

TCK madde 244/1’deki suçun konusunu bilişim sistemleri, madde 244/2’deki suçun konusunu ise bilişim sistemindeki veriler oluşturmaktadır. Bilişim sistemlerinin ya da sistem içerisindeki verilerin TCK madde 151 anlamında mal olarak nitelendirilmesine olanak bulunmadığı için bu suç, mala zarar verme suçundan bağımsız olarak ayrıca düzenlenmeye kavuşturulmuştur. Bu madde anlamında veri, bilişim sisteminin amacı doğrultusunda çalışmasını sağlayan programları oluşturan temel birimlerdir.

Suçun maddi unsurunu oluşturan hareketler, sistemin işleyişini engelleme ya da bozma biçiminde seçimlik olarak gösterilmiştir. Bozma ile ifade edilmek istenen, bilişim sisteminin veri işleme faaliyetini yapamayacak duruma getirilmesi; engelleme ise, bilişim sisteminin veri işleme faaliyeti yapmasının önlenmesi anlamına gelir.

Bilişim suçuna teşebbüs başlıklı yazımızın son kısmında ise, konu hakkında verilen Yargıtay kararlarından bahsedeceğiz.

Bilişim Suçu Yargıtay Kararı

1-) Yar. 5CD 26.3.2009, 18190/3058

“Sanığın, katılanın yetkilisi olduğu Z. T. İmalat Pazarlama Sanayi ve Ticaret Limitet şirketinin Türkiye E. Bankası Denizli şubesinde bulunan hesabına internet üzerinden izinsiz giriş yaptığı. Ancak şirkete ait hesaba girdikten sonra bu hesapta oynama yaparak başka bir hesaba havale yapmadığının iddia ve kabul olunması karşısında sanığın eylemin 5237 sayılı TCK’nun 243/1 maddesinde düzenlenen suçu oluşturduğu gözetilmeden yazılı şekilde (5237 sayılı TCK 244/4, 35/2 maddeleri gereğince) hüküm tesisi, yasaya aykırıdır

2-) Feral-Schuhl, s. 602-603

Nitekim Fransa’da bir bilgisayar oyunundan çok sayıda puan almak için patronunun telefon hatlarını radyo telefon yoluyla kullanan ve “Radiocom 2000” bilişim iletişim sisteminin güvenlik sisteminin devreye girmesini engelleyen. Ayrıca, sahte kimlik parametreleri yerleştiren kişi ve suç ortağı yakalanarak neticeden Paris İstinaf Mahkemesi 9. Dairesinin 18.11.1992 tarihli kararı ile 4 ve 18 ay hapis cezalarına ve ağır para cezalarına çarptırılmıştır.

3-) Yargıtay 8.CD – K: 013/25987

Sanığın da çalıştığı aile şirketine ait telefona bağlı internet hesabından şikayetçiye ait elektronik posta hesabına girildiğine ilişkin Microsoft şirketinden gelen yazı yanıtları ve kolluk araştırması sonuçlarına, şikayetçinin 22.12.2010 tarihli dilekçesi ekinde ibraz ettiği fotoğraflara ve tüm dosya kapsamına göre; şikayetçiye ait elektronik posta ve facebook hesaplarının şifresini ele geçirerek bu adreslere giren, facebook hesabında yazışmalar yapan ve şifreyi değiştirmek suretiyle katılanın anılan hesaplara erişimini engelleyen sanığın, eylemine uyan 244/2. maddesi uyarınca Bilişim Sistemini Engelleme, Bozma, Erişilmez Kılma, Verileri Yok Etme veya Değiştirmesuçundan cezalandırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle beraat hükmü kurulması hukuka aykırıdır

Bilişim suçuna teşebbüs ve suç hakkındaki diğer bütün konular hakkında detaylı görüşme yapmak için, internet sayfamızda yer alan iletişim bilgilerinden faydalanarak hukuk büromuzla iletişime geçebilir ve danışmanlık randevusu talep edebilirsiniz.

2

Yorum Gönder