Ceza Avukatı
Ceza avukatı kimdir ve hangi tür davaların içeriğinde görev yapmaktadır? Türk Medeni Hukuku kapsamı dâhilinde pek çok dava türünde avukatla çalışma yapma zorunluluğu bulunmamaktadır. Fakat ceza davası, bu konuda ayrı bir kapsam içerisinde bulunmaktadır. Türk Hukuk Sistemine göre;
- Yetişkin yaşta olmayan şüpheli ya da sanık
- Kendini savunamayacak derecede malul, sağır ya da dilsiz olan şüpheli veya sanık
- Alt sınır cezası 5 yıldan fazla olan bir suçtan dolayı yargılanan kişi ya da kişiler, dava süreçlerini avukat ile ilerletmek zorundadır.
Ülkemizde, avukatlık görevi yapan kişiler tek bir branş üzerinde çalışmak zorunda değillerdir. Bu sebeple de ceza davalarına bakan avukatlar, başka dava dosyalarına bakabilirler. Müvekkilin bu konuda oldukça hassas bir araştırma yaparak, dava avukatı hakkında karar vermesi gerekir. Çünkü kanunlar gerekliliğince uygulatılması muhtemel olan ceza kapsamları, dönüşü olmayan haksızlıklara yol açabilir. Çağımız internet çağı olduğu için, müvekkillerde ilk araştırmalarını bu şekilde yapmaktadır. Fakat açık şekilde belirtmek isteriz ki; İnternette yazan en iyi, en mükemmel avukat gibi sözcüklere itibar edilmemelidir. Dava süreciniz hakkında çalışacağınız avukatla birebir görüşerek, sizi süreç hakkında öncelikli bilgilendirmesini istemelisiniz. Aksi olan durumda süreçte neler yaşayacağınızı bilemezsiniz.
Ceza avukatları kişilerin haksız şekilde özgürlüklerinin kısıtlanmasına engel olacağı gibi, mağduriyet yaşayan kişilerin de haklarını savunmaktadır. Mağduriyet yaşayan kişi, belirli eylemler sonucunda maddi ve manevi boyutlarda zarara uğratılan kişi olmaktadır. Mağdur kişinin hakları, doğru bir sistem çerçevesinde savunulmazsa hak kaybı yaşar. Aynı şekilde bir olay içerisinde şüpheli ya da sanık olarak gösterilen kişi de, belirtilen suça karışmamışsa konusunda bilgi sahibi bir avukatla dava süreci ilerleterek suça karışmadığını, mahkemeye ispat edebilir.
Ceza muhakemesi, ceza hukukunun ihlal edildiği iddiasının doğruluğunun araştırılmasıdır. Ceza hukuku mahkemesi; suç işlenip işlenmediği, suç işlenmişse failin ya da faillerin kim olduğu, ceza sorumluluklarının bulunup bulunmadığı vb. pek çok etkenin bir arada olduğu faaliyetlerden oluşmaktadır. Ceza muhakemesi hukuku, ceza muhakemesini düzenleyen hukuk dalıdır. Ceza muhakemesinin ilke ve esaslarını ortaya koyan muhakeme hukukunun amacı, insan hakları ihlallerine yol açmadan maddi gerçeği araştırarak bulmaktır.
İstanbul Ceza Avukatı
İstanbul, oldukça kalabalık olan nüfusu sebebiyle de, suç oranı oldukça yüksek bir şehirdir. Bu şehirde ceza avukatları da oldukça fazla olmaktadır. İşlenilen suçun sulh hukuk mahkemesinde yer alması durumunda ya da ağır ceza mahkemesinde yer alması durumunda, avukatların işleyişleri ve tecrübeleri de değişikliğe uğramaktadır. Çünkü ceza muhakemeleri, ağır ceza ve ceza olarak iki kısma ayrılmaktadır. Bu iki ayrımdan dolayı da, ceza avukatı olarak görev yapan hukuk yetkilisi, dava sürecinizde farklı şekilde yer alabilir.
Hukuk büromuz avukatı, ceza davaları ve ağır ceza davaları süreçlerinde görev yapmaktadır. Dava sürecini başlatmadan önce, müvekkil ile ya da müvekkil tutuklu veya gözaltında bulunuyorsa konu hakkında bilgi sahibi bir yakını ile detaylı görüşme yapar ve sürecin ilerleme şekli hakkında, yol haritasını belirler. Bunun sonrasında dava dosyasının incelenmesi işlemleri gerçekleştirilir. Eğer bu süreçte müvekkil tutuklu bulunuyorsa gerekli işlemler yapılır ve tutuklu bulunduğu cezaevinde, müvekkil ile görüşme yapılması sağlanır ve bilgi verilir.
Ceza muhakemesi davaları her anlamda çok dikkat edilmesi gereken dava türlerinden olmaktadır. Süreçte yapılabilecek en küçük hata, tarafın mağduriyet yaşamasına sebebiyet verir. Bütün bu etkenlerden dolayı da; avukatın belirleyeceği hukuk süreci ilerlemesi işlemleri, deliller, şahitler, hazırlanması gereken dilekçeler, tutukluluğa itiraz edilmesi için tanınan süre, dosyaya ek olarak sunulacak belgeler ve diğer delil niteliğinde yer alan bütün detaylar çok önemlidir. Süreç içerisinde yapılması gereken bütün işlemler belirli zamanaşımına tabii tutulmaktadır. Süresi içinde yapılmayan her işlem, müvekkilin hak kaybına sebep olur.
Bir suçun işlenmesiyle birlikte Devlet ile fail arasında, değişik evre ve aşamaları kapsayan, bir ilişkinin oluştuğu bilinmektedir. Bu ilişki suçun ve failin saptanmasından başlayarak, verilecek hükmün kesinleşmesine kadar uzanmaktadır. Devletle fail arasında oluşan bu ilişkinin adil yargılama ilkesine tam uyularak sürdürülmesi, Anayasanın, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve diğer uluslar arası hukuk metinlerinin gereğidir. Ceza Muhakemesi kanunu, suç işleyenle Devlet arasındaki ilişkinin adil yargılama esaslarına uygun olarak yürütülmesini sağlayan bağlayıcı hukuk kurallarını içermektedir. Adil yargılama ilkesi ve cezanın amaçları yönünden ortaya çıkan yeni eğilimler nedeniyle ceza mahkemesinde yer alan alanların sayısını arttırmıştır.
Ceza Özel Hukuku kapsamı kendi içerisinde 4 ana başlık altında incelenebilir. Bunları maddeler ve içerikleri halinde belirtecek olursak;
- Uluslar arası suçlar
- Kişilere karşı suçlar (Hayata ve vücut dokunulmazlığına karşı işlenen suçlar, işkence ve eziyet, çocuk düşürtme, kısırlaştırma, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, hürriyete karşı işlenen suçlar, şerefe yönelik işlenen suçlar, özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı işlenen suçlar, mal varlığına yönelik işlenen suçlar)
- Topluma karşı yapılan suçlar ( Kamunun sağlığına karşı işlene suçlar, aile düzenine karşı işlenen suçlar, bilişim alanında yapılan suç eylemleri)
- Millete ve Devlete karşı yapılan suçlar (Kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı suçlar, Adliyeye karşı suçlar)
Ağır Ceza Avukatı Nedir
Ağır ceza mahkemesinin görev ve yetkileri, 5235 sayılı kanunun 12. Maddesinde belirtilmiştir. İlk derece ceza yargılamasında kanunda öngörülen ceza miktarı bakımından en ağır olan suçlar, bu kapsam içerisinde değerlendirilir. Ağır cezaların kapsamında yer almayan ya da net olarak yer almayan davalara ise, asliye ceza mahkemesi bakmakla yükümlüdür. Davada yer alan sanık eğer 18 yaşından küçük ise, çocuk ağır ceza mahkemesi dava sürecine bakmakla görevlidir. Ceza avukatı ve ağır ceza avukatı olarak görev yapan hukuk büromuz, asliye ceza davalarında ve çocuk ceza davalarında da görev yapmaktadır.
Ağır ceza davalarında görev yapan avukatınızla anlaşma sağlamadan önce, her türlü detay hakkında bilgi edinmeniz dava sürecinizin daha net olarak ilerleyebilmesi için, önem taşımaktadır. Ceza davanızda yetkili olan avukatınızın görevi, kararın kesinleşmesiyle birlikte son bulmuş olur. Avukat, farklı bir anlaşmanızın olmadığı koşullarda kesinleşme kararına kadar, dava dosyanız ile ilgilenir. Karar yerel mahkemede verildikten sonra, Yargıtay aşamasına başlanılabilir. Kurallar dâhilinde vekil avukat ataması olan kişi, bu süreçte de dava dosyasını takip eder. Fakat avukat ve müvekkil arasında farklı bir anlaşma söz konusu olursa, süreç bitmeden avukatın görevi de sonlandırılabilir.
Ağır Ceza Avukatı İstanbul
Ağır ceza avukatlarının iş yükümlülükleri, oldukça fazladır. Dava sürecinin her aşaması çok dikkatli ve titiz şekilde düzenlenmektedir. Ağır ceza davalarında gerek şüpheli ya da sanık, gerekse mağdur olan kişinin farklı hakları olmaktadır. Hâkimin vereceği karar kesinleşene kadar olan süreçte, sanık olan kişi bu süreçte suçsuz olduğunu iddia ediyorsa, bunun ispatı için gerekli olan işlemler yapılmalıdır. Delil ve şahitler eşliğinde yapılabilecek bu ispat yükümlülüğüne ek olarak, dava dosyası için farklı delillerde toplanabilir. Hazırlanan bütün delil niteliği taşıyan olgular, dosyaya gerekli sürede eklenir ve mahkemenin değerlendirme yapması sağlanır. Ayrıca hâkim, mahkemeye sunulan delillere ek olarak davalı ve davacı taraftan farklı delil niteliği taşıyan belge isteyebilir. Kurum ya da kuruluşlardan alınması mümkün olan belgeler hakkında, mahkeme gerekli kurumlara yazı beyan ederek, gerekli talimatları verir.
Suç kavramı içerisinde yer alan bütün davranışlar, toplum düzeninin bozulmasını sağlamaktadır. Düzenlenen TCK Kapsamı maddeleri de, toplum düzeninin bozulmaması için, caydırıcı niteliklere sahip olmaktadır. Suçun işlenme şeklindeki basit ve nitelikli halleri sonrasında, suçun cezasında indirim yapılabileceği gibi, artışta yapılabilmektedir. Ceza davaları süreçlerinde ilk mahkeme yerel mahkeme olmaktadır.
Mahkemede verilen hâkim kararın bozulmasını talep eden taraf, istinaf mahkemesine başvuru yapılabilir. İstinaf mahkemesinin vereceği karara itiraz edilmesinin istenilmesi durumunda da, temyiz yoluna başvuru yapılabilir. Dava sürecinde görevli olan ceza avukatı, müvekkili için bu mahkemelere gerekli başvuruları yapabilir. Bu konuda dikkat edilmesi gereken en önemli husus, zaman aşımı süreleri olmaktadır. Yerel mahkemenin sonrasında başvuru yapılacak mahkemeler için, Kanun koyucunun belirlediği süre içerisinde, dilekçe eşliğinde başvuru yapılabilir. Süresi içerisinde başvuru yapılmazsa, mahkemenin vermiş olduğu karar, her iki taraf içinde kabul edilmiş sayılır.
Ağır Ceza Avukatı Nelere Bakar
Ağır ceza davalarının içeriğinde yer alan konular, Kanun koyucu tarafından belirlenmektedir. Kanun koyucunun belirlediği ağır ceza davaları içerisinde yer alan dava konularını belirtmek gerekirse;
- Gasp (Yağma) suçu
- Hileli iflas suçu
- Kasten adam öldürme suçu
- Nitelikli dolandırıcılık suçu
- Taksirle ölüme neden olma suçu
- Resmi belgede sahtecilik suçu
- Zimmet suçu
- İrtikap suçu
- Rüşvet suçu
- Neticesi sebebiyle ağırlaştırılmış yaralama suçu
- Milli savunmaya yönelik işlenen suçlar
- Devletin egemenlik etkenlerine ve alanlarının saygınlığına yönelik işlenen suçlar
- Devlet sırlarına karşılık yapılan casusluk suçları
- Anayasal düzene karşı işlenen suçlar
- 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun kapsamına giren propaganda yapma suçu
- Örgüt üyeliği suçları
- Siyasi suçlar
Ceza davaları gibi, ağır ceza davalarının da başlayabilmesi için, soruşturma ve kovuşturma evrelerinin bitmesi gerekir. Soruşturma evresi, suç şüphesinin öğrenilmesi anından başlatılmış ve iddianamesinin kabulüne kadar geçen evreyi ifade edecek şekilde düzenlenmiştir. İddianamenin mahkemeye verilmesi ile bunun mahkeme tarafından kabulü arasındaki aşama, soruşturma evresi içinde tanımlanmıştır.
Kovuşturma, iddianamenin kabul edilmesi ile başlayıp, hükmün kesinleşmesine kadar ilerleyen süreçten oluşmaktadır. Kovuşturma evresi, TCK’da oldukça geniş tutulmuştur. Böylece, sanıklık ile bu kavram arasında bir paralellik sağlanmak istenmiştir. Buna göre, sanıklık statüsü devam ettiği sürece kovuşturma aşamasından söz edilecektir.
Sulh ceza hâkimi istisnai bazı durumlarda Cumhuriyet savcısı yetkilerine de sahip olabilmektedir. Bunun için;
- Suçüstü hali ya da gecikmesinde sakınca bulunan halin bulunması
- Bu durumlarda Cumhuriyet savcısına erişilememesi ya da erişilebilse bile, kapsamı itibariyle olayların Cumhuriyet savcısının iş gücünü aşması gerekir. Bu durumda kolluk, sulh ceza hâkimi tarafından emredilen tedbirleri alır ve araştırmaları yerine getirir.
Uygulamada Ceza Avukatı
Ceza avukatları ağır ceza, sulh ceza, çocuk ceza gibi konularda farklı alanlarda uzmanlaşma yapabileceği gibi, bütün bu alanlarla da ilgilenebilirler. Türkiye’de uygulanan mevzuatta avukatın branş alanında çalışma zorunluluğu olmamaktadır. Konu hakkındaki seçme kararı, müvekkile ait olmaktadır. 1136 sayılı avukatlık kanun maddesi de bu şekilde açıklama yapmaktadır. Ceza avukatı alanında arayış içerisine giren kişiler bu taraz konularda bilgi eksikliği yaşadığı için, nasıl bir avukata başvurmaları gerektiğini de bilmemektedir. İnternette yapılan pek çok araştırma sistemi, en iyi avukat şeklinde olmaktadır. Fakat bunun kararını verebilmeniz için, mutlaka avukatınız ile iletişime geçmeli ve süreç hakkında bilgi almalısınız.
Türk Ceza Kanunlarına göre ifade alma, Cumhuriyet Savcısı ve kolluk tarafından soruşturma konusu suçla ilgili olarak şüphelinin bilgisine başvurulmasıdır. Böylece ifade alma, iddia makamının şüpheliyi dinleme işlemi olarak tanımlanmaktadır. Sorgu ise, aynı işlemin hâkim veya mahkeme tarafından yapılmasıdır. Soruşturma evresinde hâkimin, kovuşturma evresinde ise mahkemenin, suç şüphesi altında buluna kişinin olayla ilgili bilgisine başvurması sorgu olarak tanımlanmaktadır. Suç şüphesi altında bulunan kişiye yönelik dinleme işlemini yapan makama göre bir ayrım söz konusu olmaktadır. İddia makamının sadece soruşturma evresinde şüpheliyi dinlemesi ifade alma; yargılama makamının soruşturma ve kovuşturma evrelerinde şüpheli veya sanığı dinlemesi sorgu olarak tanımlanmaktadır.
Suç şüphesi altında bulunan kişinin kim tarafından dinleneceğini göstermesi dışında, esasta bu ayırımın bir önemi bulunmamaktadır. Çünkü ifade ve sorgu, büyük ölçüde Kanunda aynı esaslara tabi kılınmıştır. Bununla birlikte, örneğin müdafi olmaksızın kollukta ifade alınmasında olduğu gibi, sonuçları bakımından bazı farklılıkları da olabilmektedir.
Ceza Avukatı Sanık Yerine Beyan Verebilir mi?
Dava sürecinin başlatılması ile birlikte şüpheli sıfatında yer alan kişi, sanık olarak nitelendirilir. Dava süreci boyunca sanık hakkındaki dilekçe vb. bütün dava işlemlerini yapma yetkisi, vekâletnamesi düzenlenmiş avukata ait olmaktadır. Avukat tüm dava boyunca, sanık olarak belirtilen kişiyi savunur ve mahkemeye bu durumu kanıtlamaya çalışır. Tutuksuz olarak yapılan davalarda sanık, ifadesi alındıktan sonra mahkemeye çıkmakla zorunlu tutulmaz. Sanık yerine, ataması yapılan vekil avukatı davaya gidebilir. Duruşmaya katılmak istemeyen sanık için mahkemeye, “Duruşmadan vareste tutulma” vermesi talep edilir. Yani daha net şekilde belirtmek gerekirse; Avukat, sanık yerine geçerli beyanlarda bulunabilme yetkisine sahiptir.
Muhakemenin işbirliği halinde yapılabilmesi için, suç şüphesi altında bulunan kişinin muhakeme işlemlerinde hazır bulunmasını gerekli tutmaktadır. Hazır bulunma, sanık için hem hak hem de yükümlülüktür. Kanun, duruşmada sanığın hazır bulunmasını aramakta ve kural olarak, hazır bulunmayan sanık hakkında duruşma yapılamayacağını öngörmektedir. Bununla birlikte hazır bulunma, asıl olarak mahkûmiyet kararı verilecek hallerde önem kazanmaktadır. Zira, mahkumiyet dışında bir karar verilebilecek olan hallerde, sanığı sorgusu dahi yapılmamış olsa da, dava yokluğunda bitirebilecektir. Sanığım hazır bulunmaması 3 şekilde ortaya çıkabilmektedir. Bunlar; Sanığın yokluğu, gaiplik ve kaçaklıktır. Mahkeme gereklilik gördüğü her aşamada sanığın hazır bulunmasına karar verebilir. Bunun içinde zorla getirme kararı ya da yakalama emriyle getirilmesini sağlayabilir. Ceza avukatı sanığın mahkemede hazır bulunması gereken bütün durumlarda ve aşamalarda savunma sistemini en doğru şekilde hazırlamakla yükümlüdür.
Ceza Avukatı Kaç Kişiyi Savunabilir?
Türk Medeni Hukuku kurallarına göre, her davada avukat ile çalışma yapma zorunluluğu yoktur. Fakat ceza davalarındaki suçun taban cezası ve tarafın yaşı doğrultusunda, avukat ile dava ilerletme zorunlu tutulan bir durum olmaktadır. Hapis cezası en alt seviyede 5 yıl ise, taraf reşit değilse ya da 65 yaşından daha büyükse, tarafın zihinsel rahatsızlığı varsa dava süreci avukat ile ilerletilmek zorundadır.
Günümüz koşullarında dava sürecinin içerisinde yer alan taraflar, her koşulda avukat ile çalışma yapamazlar. Ceza davasının içerisinde taraf olarak yer alan ve avukatla çalışma yapması zorunlu olan kişinin, avukata ödeme yapacak maddi kuvveti yoksa eğer bu konuda Devlet desteği alabilir. Devlet maddi olanağı olmayan kişinin savunmasının yapılması için, dava dosyasına Baro avukatından atama yapmaktadır. Bu koşulun yerine getirilmesi için, Baro Müdürlüklerine maddi gücünüzün olmadığını belirten evraklarla başvuru yapmanız yeterli olacaktır. Yapılan uygunluk değerlendirmesi sonrasında, dava dosyanıza ücretsiz avukat ataması yapılır.
Ceza davalarındaki bir diğer farklı sistemde, davadaki yetkili avukatın savunma yapabileceği müvekkil sayısı olmaktadır. Hukuk sistemimize göre, ceza davalarında yer alan avukatlar aynı dava içerisinde, aynı tarafta olan birden fazla kişiyi temsil edebilirler. Yani müvekkillerin ve vekil avukatın onayı ile taraflardan birden fazla kişinin savunmasını, davadaki yetkili avukat yapabilir. Fakat taraflar arasında çıkar çatışması olabilecek herhangi bir durum varsa eğer, bu şekilde bir savunmanın yapılmasına izin verilmemektedir. Avukatın bir müvekkil için yapacağı savunma, bir başka müvekkilin aleyhine oluşabilecek bir durum içerisinde yer alacaksa, buradaki durum çıkar çatışması olarak kabul edilir. Çıkar çatışması oluşabilecek durumlarda, vekil avukat taraflardan birini savunmak için karar vermelidir. Aksi takdirde kişilerin savunmaları arasında meydana gelen menfaat çelişkisi nedeniyle savunma hakları zarar görür.
Ceza Avukatının Görevleri
Avukatların en temel görevi, müvekkillerini hukuk sistemi kapsamı içinde savunmak ve haklarını korumaktır. Kanun maddeleri toplum huzurunun sağlanması ve kişilerin özgürlük haklarının ihlal edilmemesi için tasarlanır. Fakat toplum içerisinde yer alan her birey, kanunda belirlenen maddelere uyum sağlayarak yaşamazlar. Gerek aile içerisinde, gerekse toplumun farklı alanlarında yaşanılan bu tarz olaylar neticesinde, mağdur olan kişi ya da kişiler haklarının korunma altına alınabilmesi için, hukuki süreç başlatma hakkına sahiptirler. Her hukuki süreç farklı şekilde başlar ve farklı şekilde ilerletilir.
Avukatlar almış oldukları eğitim ve iş hayatı içerisinde gerçekleştirdikleri deneyimler sayesinde, kişilerin en temel haklarını elde edebilmeleri için, yapmaları gereken işlemlerin her detayını da bilirler. Dava süreci başlatılırken ve ilerletilirken yapılması gereken bütün işlemler, hem detay bilgisi gerektirir hem de deneyim gerektirir. Çünkü bu süreçte yapılabilecek en küçük hata, davanın seyrini değiştirir ve hak kaybı yaşanmasına sebep olur. Ceza avukatı olarak görev yapan, hukuk insanlarının görev ve yetkileri hakkında birkaç madde belirtece olursak;
- Suç isnadıyla karşılaşan kişilerin savunmasını yapmak
- Müvekkili maddi ve manevi bütün hakları konusunda bilgilendirmek
- Bu alanda görev yapan avukatlar, ceza davaları içersinde yer alan bütün dava konuları ile ilgilenirler
- Ceza muhakemesi kuralları gerekliliğince, dava dilekçelerinin dosyaya sunulması
- Müvekkilin kişilik haklarının korunması
- Müvekkilin özgürlük haklarının korunması
- Müvekkilin maddi haklarının korunması
- Müvekkilin manevi haklarının korunması
- Tutukluluk olgusu gerçekleşmişse, belirlenen süreler içerisinde tutukluluğa itiraz edilmesi
- Dava dosyası için gerekli bütün delillerin belirlenmesi
- Müvekkilin savunmasının detaylı şekilde hazırlanması ve mahkemeye sunulması
- Dava için gerekli delillerin, Kanuna uygun şekilde dava dosyasına eklenmesi
- Avukat ataması, dava başladıktan sonra gerçekleştiyse eğer geçmişe yönelik dosya içeriklerinin detaylı şekilde incelenmesi ve konu hakkında bilgi toplanması
- Türk ceza kanununda yer alan ceza davalarına bakmak
- Mahkemenin vermiş olduğu karar kesinleşene kadar, dava dosyası ile ilgili çalışmalar yapmak
- Yerel mahkemenin vermiş olduğu kararın bozulması isteniyorsa eğer, istinaf süresinin kaçırılmadan başvuru yapılması
Ceza Avukatı Fiyatları
Avukatlık ücretleri; yapılan işlemler, dava içerindeki gerekli işlemler, şehir etkenleri vb. diğer etkenler dâhilinde değişikliğe uğramaktadır. Dava ücretleri hakkındaki en alt ve en üst ücret belirleme yetkisi, Baro Merkezine ait olmaktadır. Baro her yıl davanın türüne göre ve bulunulan şehre göre fiyat düzenlemesi yapmaktadır. Buradaki en temel amaç avukatlar arasında oluşabilecek olan haksız rekabeti önlemek ve müvekkillerin çok yüksek ücretlerle çalışma yapmasını önlemektir. Baro tarafından belirlenen ücretler davalara göre de farklılık gösterir. Avukatlık ücretleri için, uyulması gereken en temel kural Baronun belirlediği fiyat aralığında, dava alınmasıdır. Aksi olan durumlar avukatlara yasaklanmıştır. Yani Baronun belirlediği en alt fiyattan daha düşük ücrete dava açılamayacağı gibi, belirlenen en yüksek fiyattan daha yüksek ücrette müvekkilden talep edilemez.
Ceza avukatlarının ücretlerini de, yukarıda belirttiğimiz sebeplerden dolayı net şekilde burada belirtmemiz mümkün olmamaktadır. Davanın içeriği ve yaşanılacak olan sürecin uzunluğu da göz önünde bulundurularak, belirlenen ücretlerin kararını müvekkil vermektedir. Eğer müvekkilin bu ücreti karşılayacak maddi gücü yoksa Baro tarafından avukat ataması yapılmasını talep edebilir. Ceza davalarının pek çok koşulunda avukatsız dava süreci ilerletmek yasak olan bir durum olmaktadır. Bunun yanı sıra, davanın sonucunun sebep olabilecekleri açısından da düşünülünce, mutlaka konusunda uzman bir avukat ile dava süreci ilerletilmesi gerekmektedir. Aksi olan durumlarda, davanın ispatında eksiklikler, yanlışlıklar meydana gelebilir ve bu sebeple de mağduriyetler yaşanılabilir.
Ceza avukatı ile görüşme yapmak için, internet sayfamızda yer alan iletişim bilgilerinden faydalanarak hukuk büromuzla iletişime geçebilir ve danışmanlık randevusu talep edebilirsiniz.
0