Çocuklarda uzlaşma kapsamı nasıl olmaktadır? Suça karışan ya da suça sürüklenen çocukların, dava dosyasının ilerleme süreci yetişkinlere göre daha farklı olmaktadır. Türk Medeni Hukuku çocukların mağdur ya da sanık olduğu bütün davaların, daha farklı ilerlemesine karar vermiştir. Burada uygulanan sorgulama, yargılama vb. diğer bütün etkenler farklıdır. Yasalarımıza göre, 18 yaşını doldurmamış her birey çocuk olarak dava sürecinde bulunur.
Çocuklarda uzlaşma kapsamı kuralına göre; Suçun kamu tüzel kişisi aleyhine işlenmemesi şartıyla, üst sınırı 3 yılı geçmeyen hapis ya da adli para cezası gerektiren suçlar ulaştırma kapsamında yer almaktadır. Bu kapsam yetişkinlerde geçerli bir uzlaşma konusu değildir, sadece çocuklarda uzlaşma kapsamında yer alan bir konudur. Çocuklara ilişkin uzlaştırma işlemlerinde, 5395 sayılı Çocuklarda uzlaşma, çocuk Koruma Kanunu, bu kanunun uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar hakkındaki yönetmelik ile bu kanuna göre verilen koruyucu ve destekleyici tedbir kararlarının uygulanması hakkındaki yönetmelik hükümleri dikkate alınarak yürütülür.
Şüpheli veya sanık ile mağdur veya suçtan zarar görenin yaşı, olgunluğu, eğitimi, sosyal ve ekonomik durumu gibi faktörlerle ilgili belirgin farklılıklar, uzlaştırma sürecinde göz önünde bulundurulur. Uzlaştırma müzakereleri kesinlikle gizli olarak ilerletilir. Uzlaştırma sırasında ileri sürülen bilgi, belge ve açıklamalar taraflarca izin verilmediği sürece daha sonrasında açıklanamaz. Uzlaştırma müzakerelerine şüpheli, mağdur, suçtan zarar gören, kanuni temsilci, müdafi ve vekil katılabilir. Şüpheli, mağdur veya suçtan zarar görenin kendisi veya kanuni temsilcisi ya da vekilinin müzakerelere katılmaktan imtina etmesi halinde, uzlaşmayı kabul etmemiş sayılır. Uzlaşma teklifi iletilen kişi, uzlaşma konusundaki iradesini vekili aracılığıyla da açıklayabilir.
Uzlaştırma müzakereleri uzlaştırmacı yönetiminde ilerletilir. Uzlaştırmacı, müzakereler sırasında taraflara ve onların menfaatlerine karşı eşit uzaklıkta olmalıdır. Tarafsız ve yansız kalarak uzlaştırma görüşmelerinin uygun bir şekilde sürdürülmesini sağlamakla yükümlüdür. Tarafların uygun bir çözüm üzerinde uzlaşmalarına yardımcı olmalıdır. Ayrıca uzlaştırmacı, görüşmeler sırasında izlenmesi gereken yöntemle ilgili olarak Cumhuriyet savcısıyla görüşebilir ve Cumhuriyet savcısı uzlaştırma hakkında talimat verebilir.
Soruşturma evresinde uzlaşma nasıl yapılmaktadır? Soruşturma, ceza davasına ilerleyen sürecin ilk aşamalarından olmaktadır. Şikâyet sonrasında, Cumhuriyet Savcısı konu hakkında değerlendirmelerini yapar ve konunun davaya dönüşüp dönüşmeyeceğine karar verir.
Genel soruşturma savcısı değerlendirmeleri sonrasında, uygunluk durumuna bağlı olarak dava dosyasını uzlaşma bölümüne iletir. Bu aşamanın sonrasında uzlaşma evresi başlamış olur. Taraflar soruşturma evresinde uzlaşma şartlarında anlaşmaya varırlarsa eğer, dava dosyası başlamadan kapatılır. Burada dikkat edilmesi gereken en önemli husus, belirlenen şartların yerine getirilmesi olmaktadır. Taraflar ileri tarihe göre karar verdikleri zaman, beyan edilen tarihte mutlaka anlaşma şartları yerine getirilmelidir. Ayrıca çocuklarda uzlaşma ve yetişkinlerde uzlaşma kapsamı birbirinden farklı olan, bir diğer konu olmaktadır.
Müşteki Uzlaşmayı Kabul Etmezse
Uzlaşma kapsamı, davaya söz konusu olan durum içerisinde yer alan her kişi için, sonuca daha kısa sürede ulaşma imkânı sağlamaktadır. Ceza hukuku içerisinde son yıllarda sıklıkla karşılaşılan uzlaşma kapsamında, pek çok davaya konu olan sorun taraflar arasında yapılan anlaşma şartıyla sonuçlanmıştır. Kanunen geçerli olan bu kapsamın başlayabilmesi için, uzlaştırmacı olarak görev yapan yetkili, şüpheli ile mağdur ya da suçtan zarar görene uzlaşma teklifinde bulunur. Soruşturma ve kovuşturma sırasında Cumhuriyet savcısı, hâkim veya adli kolluk görevlisi uzlaşma teklifinde bulunmaz.
Uzlaşma kapsamının bir sonraki adımında, taraflara yani konu içerisinde yer alan kişilere yetkili uzlaştırma davet mektubu iletir ve görüşme yapılmasını sağlar. Taraflar kendilerine ulaşan tebliğ sonrasında, uzlaştırmacı ve konuda yer alan diğer kişilerle biraya gelerek toplantı halinde görüşme yaparlar. Görüşmelere davet çıkartılan kişiler katılabileceği gibi, bu kişiler katılım sağlamak istemezlerse vekil avukatları da görüşmelere katılabilirler. Ayrıca belirtmek isteriz ki; taraflar uzlaştırmacının davetini kabul etmek zorunda değildir. Konunun en başından uzlaşma davetini reddedebilir ve dava süreci başlamasını talep edebilir.
Uzlaşma teklifini kabul etmeme etkeni müşteki içinde geçerlidir. Müşteki uzlaşma teklifini kabul etmediği takdirde, konu davaya dönüşür. Davaya dönüşen konu hakkında çekişmeli olarak dava süreci başlatılır. Dava sürecinin başlaması ile birlikte mahkemeye gerekli başvurular yapılır ve mahkeme bünyesinde araştırmalar, incelemeler ve diğer prosedürler işlenmeye başlar.
Uzlaşma Gerçekleşmezse Ne Yapılır?
Uzlaşma gerçekleşmezse ne yapılır? Taraflar bu anlaşmayı yapmak zorunda mıdır? Ceza davaları için, oldukça önemli olan konulardan biri de uzlaşma olmaktadır. Çünkü burada esas alınan olgu, tarafların en kısa sürede sonuca ulaşmasının sağlanmasıdır.
Taraflar uzlaşma yapmak zorunda değillerdir. Şartlarda anlaşma yapılmadığı zaman uzlaşmacı olarak görev yapan yetkili kişi, tutanak hazırlayarak durumu yetkili birime bildirir. Yani uzlaşma gerçekleştirilemediği zaman, uzlaştırma bürosu savcılığı bir iddianame ile kamu davası açar. Kovuşturma aşamasında uzlaştırma yoluna gidilmiş ve ulaşma sağlanamamışsa, ceza davasını ilerleten mahkeme davaya aynen kaldığı koşullarda devam eder.
Bazı koşullarda mahkeme sürecinde de, uzlaşma görüşmesi yapılabilir. Fakat bu etkende de taraflar uzlaşma sağlamak zorunda değillerdir. Mahkeme sürecinde uzlaşma sağlanamazsa eğer, birden fazla sonuç ortaya çıkabilmektedir. Bunları belirtmek gerekirse;
- Uzlaşma sağlanmadığı için dava anlaşmalı değil, çekişmeli olarak ilerletilir
- Bir mahkemede, uzlaşma sağlanamazsa araştırma dönemi başlatılır. Araştırma evresinin başlaması ile birlikte de bilinmesi gerekir ki, dava süreci bu sebeple daha uzun şekilde sonuçlanır
- Uzlaşma olmadığı için, taraflar kimin neye sahip olup olamayacağı konusunda net olarak bilgi edinemezler. Çünkü bu konuda karar verme yetkisi hâkimin takdirindedir
Çocuklarda uzlaşma kapsamı detaylı yazımıza devam ederken, uzlaştırma süresinden bahsedeceğiz.
Uzlaştırma Süresi 70 Gün
Uzlaştırma kapsamında yapılan işlemler, kanun koyucu tarafından belirli süre ile sınırlandırılmıştır. Yani bu kapsamda yer alan konular hakkında taraflar, belirli süre içerisinde karar vermelidir. Kanun koyucunun uzlaşma hakkında belirlediği süre, 30 gün olmaktadır. 2019 yılına kadar uygulanan sisteme göre belirlenen bu süre sadece 20 gün ek süre ile uzatılabilmekteydi. 2019 yılında yasada yapılan yeni uygulama sonrasında ek süre yirmi gün daha uzatıldı ve böylelikle de, uzlaşma dosyasını bitirme süresi 70 güne uzatıldı. Uzlaştırma dosyasının uzatılabilmesi için, Savcılığa bildirim yapılarak izin alınması gerekir.
Hukuk sistemimizde arabuluculuk ve uzlaştırma kavramları genel olarak birbiri ile karıştırılmaktadır. Fakat bu iki kapsam birbirinden konu olarak da ayrıma uğrar. Uzlaşma kapsamında ceza davalarına konu olan unsurlar yer almaktadır. Uzlaşma ve uzlaştırmaya ilişkin konular 5271 sayılı ceza muhakemesi kanunu madde 253, 254 ve 255 hükümlerinde yer alır.
Uzlaşmada Edimin Yerine Getirilmemesi
Edim teriminin anlamını açıklayacak olursak; Edim, borçlar hukukunda alacaklının isteyebileceği ve borçlunun da yapmak zorunda olduğu davranış olmaktadır. Ceza muhakemesinde birkaç yıldır yer alan uzlaşma kapsamı, onarıcı unsur olarak da bilinmektedir. Burada bahsedilen onarım, mağdurun haklarının en kısa zamanda giderilmesi anlamına gelir. Buradaki bir diğer temel amaç ise, hükümler gerekliliğince verilecek ceza payının onarılarak, suça karışan kişinin topluma kazandırılabilmesidir.
Edim, uzlaşma şartlarında yer alan unsurlar olmaktadır. Burada belirlenen uzlaşma unsurlarını mağdur olan taraf belirler ve suça karışan taraf kabul ederse, uzlaşma kapsamı devreye girer. Belirlenen ölçütler maddi olabileceği gibi, manevi ölçütlerde de olabilir. Bu tamamen tarafların anlaşma şartlarına bağlı olmaktadır. Zarar görüp mağduriyet yaşayan taraf; zararının karşılanmasını, zararının belli kısmının karşılanmasını, açık şekilde özür dilenmesini, kurum ve kuruluşlara bağış yapılmasını ya da farklı taleplerde bulunabilir. Edimin konusu belirlenmiş olmalıdır ve her iki tarafta yer alan kişi için de uygunluğu bulunmalıdır. Edim konusu kendi içerisinde 4 gruba ayrılarak incelenir. Bunları belirtecek olursak;
- Olumlu- olumsuz edim
- Ani- dönemsel- sürekli edim
- Bölünebilen- bölünemeyen edim
- Şahsi- maddi edim
Taraflar uzlaşmanın edimi konusunda mutabakat olduktan sonra, yetkili uzlaştırmacı resmi tutanak düzenleyerek açıklanan beyanları belirtir. Tarafların bütün anlaşma şartları ve bu şartların uygulanacak olan tarihleri de, tutanak da yer almalıdır. Mağduriyetin giderilmesini sağlayacak olan tarafın yükümlülüğü, şartlarda yer alan bütün maddeleri eksiksiz şekilde yerine getirmektir. Eğer ki, tutanak da yer alan maddeler, uygun şekilde yerine getirilmezse dava süreci başlatılır.
Mahkemede Uzlaşma
Çocuklarda uzlaşma ve uzlaşma konusunun içerisinde yer alan önemli bir konuda mahkemede uzlaşma olmaktadır. Yazımızın bu kısmında, konu hakkında bilgi edinebilirsiniz. Mahkeme tarafından uzlaştırma, madde 254 uygulamasında yer almaktadır. Bu maddenin içeriğini belirtecek olursak;
1-) Kamu davası açıldıktan sonra kovuşturma konusu suçun uzlaşma kapsamında olduğunun anlaşılması halinde, kovuşturma dosyası uzlaştırma işlemlerinin 253. Maddesinde belirtilen esas ve usule göre yerine getirilmesi için, uzlaştırma bürosuna gönderilir
2-) Uzlaşma gerçekleştiği takdirde mahkeme, uzlaşma sonucunda sanığın edimini def’aten yerine getirmesi halinde, davanın düşmesine karar verir. Edimin yerine getirilmesinin ileri tarihe bırakılması, takside bağlanması veya süreklilik arz etmesi halinde; sanık hakkında 231. Maddedeki şartlar aranmaksızın, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilir. Geri bırakma süresince zaman aşımı işlemez. HAGB kararı verildikten sonra, uzlaşmanın gereklerinin yerine getirilmemesi halinde, mahkeme tarafından 231. Maddenin on birinci fıkrasındaki şartlar aranmaksızın, hüküm açıklanır.
Suçun uzlaşmaya tabi olduğu soruşturma aşamasında anlaşılmışsa, kural olarak uzlaştırmanın soruşturma aşamasında gerçekleştirilmesi gerekmektedir. Uzlaşmaya tabi olduğu soruşturma dosyasından açıkça anlaşılan işlerde uzlaşma usulü uygulanmaksızın iddianame düzenlenmiş olması halinde, iddianamenin CMK 174./1-c maddesinde belirtilen süre içinde mahkemenin iddianameyi iade kararı vermemesi veya suçun niteliğinin yargılama sırasında değişmesi halinde, kovuşturma aşamasında da uzlaşma usulünün uygulanma ihtimali bulunmaktadır. Konu hakkında verilen Yargıtay kararını belirtecek olursak;
Özü: Soruşturmada uzlaşmayan kimselerin, kovuşturma aşamasında uzlaştırılması mümkün değildir.
CGK. 29.04.2014, 2013/6-740-2014/224
… Gerek 5560 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önce gerekse 5560 sayılı Kanunla yapılan değişiklik sonrası uzlaştırmanın asıl olarak soruşturma safhasında yapılması gereken bir işlem olmaktadır. Kovuşturma aşamasında uzlaşma hükümlerinin uygulanmasının ise istisnai olarak Cumhuriyet savcısı tarafından uzlaşma usulü uygulanmaksızın dava açılması veya suçun uzlaşma kapsamında olduğunun ilk defa duruşmada anlaşılması halinde mümkün olduğu kabul edilmelidir. Kanun koyucu 5560 sayılı kanunla yapılan değişiklikle bu hususu tüm tereddütleri giderecek şekilde yeniden ve farklı bir biçimde vurgulamıştır. Bu itibarla hem suç tarihindeki ve hem de uzlaşmanın teklif edildiği tarihteki mevzuat hükümlerine göre soruşturma aşamasında usulüne uygun olarak uzlaşma teklif edilmesine rağmen taraflarca kabul edilmemiş olması nedeniyle uzlaşma gerçekleşmemiş ise artık kovuşturma aşamasında taraflarca uygulanması talep edilse bile artık uzlaştırma işlemi yapılamayacaktır.
Bu açıklamalar ışığında uyuşmazlık konusu değerlendirildiğinde;
Soruşturma aşamasında usulüne uygun olarak uzlaşma teklif edilmesine rağmen mağdur tarafından kabul edilmemiş olması ve suçun uzlaşma kapsamında olduğunun ilk defa kovuşturma aşamasında ortaya çıkmaması karşısında, kovuşturma evresinde mahkemece yeniden uzlaştırma işleminin yapılması mümkün değildir. Bu nedenle, Özel Dairece yerel mahkeme hükmünün, mahkeme tarafından uzlaşma hükümlerinin yerine getirilmesi gerektiğinden bahisle bozulmasında isabet bulunmamaktadır.
Uzlaştırma Yönetmeliği
6763 sayılı kanun ile yapılan değişiklikten önce, cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçların yanı sıra etkin pişmanlık hükümlerine yer verilen suçlarda da uzlaştırma yoluna gidilemeyeceği düzenlemesi var iken, yapılan değişiklik ile bu ibare madde metninden çıkarılarak, etkin pişmanlık hükümlerine tabi olan suçlarda da uzlaştırma imkânı getirilmiştir. Bir başka deyişle; Takibi şikâyete bağlı malvarlığına karşı suçlar uzlaştırma kapsamına alınmıştır. Etkin pişmanlıkta, pişmanlık gösteren davranışların bizzat sanık tarafından yapılması gerekmez, sanığın onayı, izni veya bilgisi çerçevesinde mağdurun ve suçtan zarar görenin zararının giderilmesi halinde de etkin pişmanlık hükmü uygulanmaktadır. Uzlaştırmada ise, uzlaşma teklifinin bizzat sanık veya şüpheliye yapılması ve onun tarafından ya da yasal temsilcileri vasıtasıyla uzlaşma önerisinin kabulü gerekir. Uzlaştırmaya tabi bir suçta, şüpheli veya sanığın aynen iade ya da tazmini teklif edilmesine karşın, mağdurun kabul etmemesi durumunda, uzlaştırma gerçekleşmemiş olsa da, etkin pişmanlık hükümlerinin uygulanması mümkün olacaktır.
Uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmiş olmaması halinde de uzlaşma hükümleri uygulanmayacaktır. Soruşturma konusu suçun uzlaşmaya tabi olması ve kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması halinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilir.
6763 sayılı kanun ile yapılan değişiklikten önce şüpheli, mağdur ve suçtan zarar görene uzlaşma teklifinin Cumhuriyet savcısı veya talimatı üzerine adli kolluk görevlisi tarafından yapılacağını düzenlemesi yer almaktaydı. Fakat yapılan değişiklik ile kamu davası açılması için yeterli şüphenin bulunması halinde, dosya uzlaştırma bürosuna gönderilecek ve adliyelerde kurulacak uzlaştırma bürolara havale edilecektir.
Uzlaştırma yönetmeliği madde 8, çocuklarda uzlaşma kapsamından bahsetmektedir. Bu madde içerisinde yer alan başlıkları belirtecek olursak;
(1) Kanunun 253 üncü maddesinin birinci fıkrasında sayılan suçlarda, şüpheli, sanık, suça sürüklenen çocuk (çocuklarda uzlaşma) ile mağdur veya suçtan zarar gören gerçek kişi veya özel hukuk tüzel kişisinin uzlaştırılması girişiminde bulunulur.
(2) Suça sürüklenen çocuklar bakımından mağdurun veya suçtan zarar görenin gerçek veya özel hukuk tüzel kişisi olması koşuluyla ayrıca üst sınırı 3 yılı geçmeyen hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda da uzlaştırma girişiminde bulunulur.
(3) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olanlar hariç olmak üzere; diğer kanunlarda yer alan suçlarla ilgili olarak uzlaştırma yoluna gidilebilmesi için, kanunda açık hüküm bulunması gerekir.
(4) Soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlı olsa bile, cinsel dokunulmazlığa karşı suçlarda, uzlaştırma yoluna gidilemez.
(5) Şüpheli ya da sanık tarafından uzlaştırma kapsamına giren bir suçun, bu kapsama girmeyen bir başka suçla birlikte işlenmesi hâlinde, uzlaştırma yoluna gidilemez.
CMK Uzlaşma
Çocuklarda uzlaşma ve diğer uzlaşma kapsamları, ceza hukuku içerisinde geçerli olan ve son yıllarda pek çok vakıanın dava yoluna ilerletilmeden sonlanmasını sağlayan bir kapsamdır. Ceza hukuku madde 253’e göre, uzlaşmanın sağlanabilmesi belli şartlara göre yapılabilir. Bu şartları belirtecek olursak;
- Soruşturulması ve kovuşturulması, şikâyete tabi suçlar olmalıdır
- Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar, uzlaşma kapsamında yer almaz
- Uzlaştırma kapsamına giren bir suç, uzlaştırma kapsamına girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmesi halinde uzlaşma yapılamaz
- Suçun birden fazla faili varsa, aralarında iştirak ilişkisi olsun ya da olmasın sadece uzlaşan kişi, uzlaşma hükümlerinden faydalanabilir
- Suçun birden fazla mağduru varsa, şüpheli ya da sanık tüm mağdurlarla uzlaşma sağlamakla yükümlüdür.
Uzlaştırmaya tabi bir suç olduğu belli olan dosyalarda, uzlaştırma işlemi yapılmadan düzenlenen iddianamelerin CMK’nın 174/1-c maddesi gerekliliğince iadesi gerekmektedir. Uzlaşma teklifinde bulunulması halinde, kişiye uzlaşmanın mahiyeti ve uzlaşmayı kabul ya da reddetmesinin hukuki sonuçlarının ayrıntılı şekilde anlatılması gerekir. Uzlaştırmacının tarafsız olması gerekir. Uzlaştırmacı, şüpheliye mağdurun zararını gidermesi halinde suçtan dolayı artık adliyeye gelip gitmekten kurtulacağı, ayrıca adli sicil kaydına suç kaydı işlenmeyeceği ve bu suçtan dolayı hakkında tazminat davası açılmayacağı gibi avantajlarını detaylı şekilde açıklaması gerekir.
Uzlaşmaya Tabi Suçlar
Uzlaşma kapsamında yer alan suçlar hakkında bilgileri yazımızın bu kısmında bulabilirsiniz. Ayrıca internet sayfamızda yer alan diğer makale içeriklerinden de faydalanarak, konu hakkında bilgi edinebilirsiniz. Uzlaşma kapsamında yer alan suçları belirtecek olursak;
Aile hukukundan kaynaklanan yükümlülüğün ihlali
- Bilgi vermeme suçu
- Karşılıksız yararlanma suçu
- Şirket veya kooperatifler hakkında yanlış bilgi
- Açığa imzanın kötüye kullanılması
- Hileli iflas
- Bedelsiz senedi kullanma suçu
- Taksirle iflas suçu
- Kaybolmuş ya da hata sonucu ele geçirilmiş eşya üzerinde tasarruf suçu
- Hakkı olmayan yere tecavüz suçu
- Hakaret suçu
- Haberleşmenin gizliliğinin ihlali suçu
- Kişinin hatırasına hakaret suçu
- Özel hayatın gizliliğinin ihlali
- Kullanma hırsızlığı suçu
- Kişilerin huzur ve sükûnunu bozma suçu
- İcra ve iflas suçu
- Basit kasten yaralama
- Konut dokunulmazlığının ihlali
- Tehdit
- İş ve çalışma hürriyetine engel olma
- Taksirle yaralama
Uzlaşma Yargıtay Kararları
1-) 3. CD. E: 2018/2367-2018/4276
Özü: 6763 sayılı Kanun ile yapılan düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce usulüne uygun olarak yapılan uzlaşma teklifleri geçerlidir, yeniden yapılmasına gerek yoktur.
Mezkür ihbarnamede;
Dosya kapsamına göre, sanık Mehmet A… üzerine atılı basit yaralama suçunun, 5271 sayılı kanunun 253. Maddesinin, gerek 6763 sayılı kanunun 34. Maddesi ile yapılan değişiklik öncesindeki haline, gerekse de söz konusu değişiklik sonrası haline göre uzlaşma kapsamında bulunduğu, 6763 sayılı kanun ile yapılan düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce usulüne uygun olarak yapılan uzlaşma tekliflerinin ise geçerli olduğu ve bu nedenle uzlaşma teklifi yapılmış ve kabul edilmemiş olan dosyalarda yeniden uzlaşma teklifi yapılmasına gerek bulunmadığı, somut olayda sanık hakkında kasten yaralama suçundan yapılan soruşturma sırasında müşteki Mehmet Y…, Alanya Cumhuriyet Başsavcılığında alınan 04.12.2014 tarihli beyanında kendisine yapılan uzlaşma teklifini kabul etmediğinin anlaşılması karşısında, talebin reddi yerine yazılı şekilde infazın durdurulmasına karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle, 5271 sayılı CMK 309. Maddesi gereğince alınan kararın bozulması lüzumunun ihbar olunduğu anlaşıldı.
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Adalet Bakanlığı’nın kanun yararına bozma isteyen yazısına dayanan teblignamede ileri sürülen düşünce yerinde görüldüğünden. Alanya 2. Asliye ceza mahkemesinin 20.07.2017 tarihli ve 2015/66 esas, 2015/237 sayılı ek kararının 5271 sayılı CMK’nın 309/4 maddesi gereğince kanun yararına BOZULMASINA. Müteakip işlemlerin mahallinde yerine getirilmesine, dosyanın mahalline gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE; 13.03.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
2-) 11.CD. 06.11.2017, 2015/9169-2017/7508
Hırsızlık suçu yönünden yapılan incelemede; Sanığın mağdura ait araziden suça konu beton çit demir iskeletlerini çalmaya teşebbüs etmesi biçimindeki eyleminin. Suç tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TCK’nın 142/1-e maddesine uyan “adet, tahsisi veya kullanımları gereği açıkta bırakılmış eşya” hakkında hırsızlığa teşebbüs suçunu oluşturduğu gözetilmeden, TCK’nın 141. Maddesi gereğince hüküm kurulması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış.
Hükümden sonra 02.12.2016 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Yasanın 34. Maddesiyle değişik CMK’nın 253. Maddesi uyarınca, TCK’nın 141/1 maddesinde düzenlenen “hırsızlık” suçu, uzlaşma kapsamına alınmış ise de; Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 04.03.2008 tarih ve 47/43 sayılı kararındaki açıklama vardır. Sanığın daha önce bir kez tanınmış olan atıfetin genişletilmesi suretiyle hakkaniyete aykırı, adalet ve eşitlik ilkelerinin zedelenmesine yol açacak biçimde önceki yanılgılı uygulama nedeniyle ortaya çıkan hafif sonuç cezadan ikinci kez mahkûmiyetin sonuçlarını da kapsayacak şekilde yararlandırılmasının mümkün bulunmadığı cihetle. Esasen hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan TCK’nın 142/1-e maddesine uyan eylemi uzlaşma kapsamında kalmadığından bu husus da bozma nedeni yapılmamış.
Bir sonraki yayınımız olan Tedbir Nafakasında Zamanaşımı makalemizi inceleyebilirsiniz.
0