Ceza Hukuku
Ceza hukuku suç teşkil eden bir haksızlığın varlığından söz edilebilmesi ve dolayısıyla bir kişi hakkında yapmış olduğu bu haksız eylemden dolayı, ceza hukuku yaptırımı uygulanabilmesi için gerekli şartların oluşup oluşmadığı ile ilgili bilgi aktarımı yapan hukuk alanı olmaktadır. Bu hukukun kapsamı, Türk Hukukunda oldukça geniş bir yeri kapsamaktadır. Ayrıca diğer dava konularından bir farkı da bu konudaki avukatla çalışma zorunluluğudur. Eğer ki kişinin; yaşı, fiili ehliyeti ve suçun en alt sınırı Yasada belirtilen düzenlemedeki şartlara uygunsa, dava süreci avukat ile ilerletilmelidir.
Ceza hukuku içerisinde yer alan hangi durumlarda avukat ile çalışma zorunluluğu vardır sorusunun detaylı açıklamasını, internet sayfamızda yer alan diğer ceza davası makalemizde belirtmiştik. Fakat önemli bir detayı da belirtelim ki; kişinin maddi olanakları, avukat ile dava ilerletmeye el verişli değilse Baro kendisine ücretsiz avukat ataması yapmakla yükümlüdür.
Makalemize devam ederken hürriyete karşı işlenen suçların içerikleri hakkında bilgilendirmeler yapacağız.
Tehdit Suçu
Tehdit suçu Türk Ceza Kanunu madde 106/I’de anlatılmıştır. Bu suçun özelliklerini belirtecek olursak;
- Bu suçlarda kişinin irade özgürlüğü yanında suçun türüne göre değişebilen başka öncelikli hukuksal yarar söz konusudur. Bunun sonucu olarak, bu tür suçlarda eğer tehdide başvurulmasına rağmen, istenilen sonuç elde edilememişse, tehdit suçundan değil, ilgili suça teşebbüsten dolayı ceza uygulanır
- Ceza hukuku içerisinde geniş bir yere sahip olan bu suç “soyut tehlike” suçudur. Suçun oluşması için salt bir kötülüğün karşı tarafa bildirilmesi yeterli olmakta, ayrıca bir zarar ya da zarar tehlikesi neticesinin gerçekleşmesi aranmamaktadır
- Bu suç salt hareket suçudur
Tehdit suçunun oluşması için, tehdide konu hukuksal değerlere yönelik saldırının gerçekleştirilebilir olması gerekir ise de; bu saldırının bizzat fail tarafından gerçekleştirileceğinin beyan edilmesi gerekmez; saldırının bir üçüncü kişi tarafından gerçekleştirileceğinin fail tarafından beyan edilmesi durumunda da bu suç oluşur. Fakat bu durumda da, üçüncü kişi tarafından kötülüğün gerçekleştirilmesi, failin iradesine bağlı ve iktidarında olmalıdır.
Ceza hukuku, tehdit suçunun cezasını belirlerken, gerçekleştirilen eylemin her türlü halini değerlendirir.
Şantaj Suçu
Şantaj suçu Türk Ceza Kanunu madde 107’de yer almaktadır. Şantaj, tehdit suçunun özel bir görünüm biçimidir. Şantajda mağdurun fiziksel bütünlüğüne herhangi bir müdahalede bulunulmamaktadır. Bu yönüyle tehdide benzer ama tehdit suçunda, ileride gerçekleştirileceği bildirilen bir haksız saldırı ile korkutma söz konusuyken; şantaj suçunda, zor durumda bulunan mağdurun bu durumu tehdit konusu yapılarak ondan çıkar sağlamak ya da mağduru belirli davranışa zorlamaktır.
Suçun tamamlanmış sayılabilmesi için mağdurun belirli bir davranışa ya da haksız çıkar sağlamaya zorlanmış olması yeterlidir. Kendisinden istenileni yapmış ya da çıkarı sağlamış olması gerekli değildir.
Ceza hukuku kapsamına göre; “Suç iştirak açısından özellik göstermez. Bununla birlikte mağdurun yapmaya ya da yapmamaya zorlandığı davranış bir suç oluşturuyorsa, şantaj suçunun faili, ayrıca işlenen bu suçtan dolayı dolaylı fail olarak sorumlu tutulur”.
Cebir Suçu
Cebir suçu, yoğunluk ve etkinliğine göre bir başkasının özgürce irade oluşturması veya bu doğrultuda hareket etmesini engellemeye elverişli biçimde güç kullanmak ya da başka şekilde fiziki etkide bulunmak suretiyle bedene yönelik zorlamayı ifade eder.
Bu suçun özelliklerini maddeler halinde belirtecek olursak;
- Suç, tehlike suçudur. Suçun gerçekleşmesi için, failin amacına ulaşması şart değildir
- Suç, genel ve tamamlayıcı niteliktedir. Bundan dolayı da cebrin kanunun özel olarak öngördüğü belirli amaçlar için kullanılması durumunda başka suçlar söz konusu olur
- Suç bağlı hareketli bir suçtur
- Suç, salt hareket suçudur; belirli bir amaca yönelik olarak cebire başvurulmuş olması, suçun tamamlanması için yeterlidir diye belirtebiliriz.
Konut Dokunulmazlığının İhlali Suçu
Konut dokunulmazlığının ihlali suçu Türk Ceza Kanunu madde 116’da yer almaktadır. Ayrıca bu suç Ceza Hukuku davaları arasında sıklıkla rastlanan bir eylem olmaktadır.
765 sayılı TCK bu suçu, kişiler ve memurlar tarafından işlenmesine göre iki ayrı maddede düzenlemiştir. TCK ise, bu ayrımı kaldırmış; ancak suçun kamu görevinin sağladığı nüfuzun kötüye kullanılması suretiyle işlenmesini nitelikli hal olarak öngörmüştür.
TCK’da öngörülen suçun nitelikli halleri ise;
- Fiilin, cebir ya da tehdit kullanılmak suretiyle ya da gece vakti işlenmesi,
- Fiilin silahla yapılması,
- Kişinin kendisini tanınmayacak bir hale getirmesi suretiyle,
- İmzasız mektup veya özel işaretlerle,
- Birden fazla kişi tarafından suçun yapılması,
- Var olan ya da varsayılan suç örgütlerinin oluşturdukları kokutucu güçten yararlanarak,
- Kamu görevinin sağladığı nüfus kullanılarak yapılması durumlarıdır diyebiliriz.
Ceza hukuku davalarınız hakkında detaylı bilgi almak için, Esenyurt Ceza Avukatı ile iletişime geçebilirsiniz.