Ticaret Hukuku Avukatı

Ticaret Hukuku Avukatı

Ticaret hukuku avukatı tarafından, bilgilendirme amaçlı hazırlanan makalemizde bu hukuk alanı içerisinde yer alan konularla ilgili bilgilendirmeler yapılacaktır.

Ticaret hukuku kapsamını 4 ana başlık altında incelemek mümkündür. Bunlar;

  • Kıymetli evrak hukuku
  • Sigorta hukuku
  • Deniz ticareti hukuku
  • Kara taşıma hukuku

Türk Medeni Hukukunda yer alan bu kapsam, bireyler arasındaki ilişkileri düzenleyen ve hukukun, ticaretle olan mevzuatlarını kapsayan alt dalıdır. 1956’da 6762 sayılı yasa ile düzenlenen, ayrıca Sermaye Piyasası Kanunu, Banka Kartları ve Kredi Kartları Kanunu gibi dalları olan Ticaret ve Şirketler Hukuku’nun genel kavramları tacir, ticari işletme, ticaret sicili, ticaret unvanı, haksız rekabet, ticari defterler, cari hesap, ticari işler tellallığı ve acentelik olarak bilinir. Ticaret hukuku avukatı bu alan içerisinde birçok dava kapsamı ile ilgili bilgi sahibi olmaktadır.

Kıymetli Evrak Hukuku

Kıymetli evrak hukuku, ticaret hukuku ile borçlar hukukunun en büyük kesişen noktasıdır. Borçlar hukukunda bir hakkın oluşumu için senet düzenlemesi zorunlu olmamaktadır. Fakat taraflar, özellikle sözleşmenin varlığı ya da içeriğini ispat konusunda sıkıntı yaşamamak için yazılı belgeden yararlanabilir.

Senet kavramı, borçlar hukukunda borç ilişkisinin ve alacak hakkının varlığını ispatlama konusunda ön plana çıkmaktadır. Oysa kıymetli evrak kavramındaki evrak yani varaka, evrakta var olan hakkın ispatından çok bu hakkın daha güvenli şekilde devrini sağlamaya amaç edinir. Yani kıymetli evrak sadece bir senedi değildir; bu özelliği arka planda kalmaktadır. Ticaret hukuku avukatı olarak belirtmemiz gerekir ki; ön plana çıkan ise,  evraktaki haktır.

Alacak hakkı basit bir senede bağlı olan alacaklı, bu alacağını üçüncü kişiye devretmek istediğinde, bunun için yazılı bir sözleşme yapacak ve tasarruf işlemi niteliğindeki bu devir ile alacak hakkı üçüncü kişiye geçecektir. Bir alacak temlik edildiğinde, bunun en önemli sonucu ise; asıl alacak, asıl alacağa bağlı feri haklar ve rüçhan haklarının da temellük edene geçmesidir.

Sigorta Hukuku

Ticaret hukuku avukatı başlıklı makalemizin bu kısmında sigorta hukuku hakkında bilgi vereceğiz. Sigorta sözleşmesi, bireylerin taşıdığı bazı risklerin ödenecek küçük primlerle sigorta şirketine aktarılmasını konu alan bir sözleşmedir. Sigorta sözleşmesindeki unsurları belirtecek olursak;

Sigorta sözleşmesi ile sigortacının bir risk üstendiği

Sigorta sözleşmesinde esas olarak bir menfaatin sigorta edildiği

Sigortacılık Kanunu gereğince, Hazine Müsteşarlığından gerekli izin ve ruhsatı almış sigortacılarla yapılan sözleşmenin sigorta sözleşmesi sayılabileceği; ruhsatname almadığını bilerek bir sigortacı ile yapılan sözleşmenin BK’daki kumar-bahis hükümlerine tabi olduğu; yani eksik borç oluşturacağı, sonuçları çıkartılabilir.

Ticaret hukuku avukatı olarak yazımıza bir diğer konu başlığı olan, Deniz Ticareti Hukuku hakkında bilgi vererek devam edeceğiz.

Deniz Ticareti Hukuku

Deniz ticareti hukuku, Türk Ticaret Kanunu’nun 816 ile 1263. Maddeleri arasında yer almaktadır. Bu hukuk alanı özellikle Borçlar ve Eşya Hukuku ile bağlantı içerisindedir.

Deniz ticaretinin temelini oluşturan kavram “gemi” olmaktadır. Çünkü taşıyan, taşıma işini bu gemi aracılığıyla yapacaktır. Ticari işletme hukukunda “ticari işletme” ne ise, deniz ticaretinde de “gemi” aynı derecede önemlidir. Denizde kazanç elde etme amacına tahsis edilen y ada fiilen böyle bir amaç için kullanılan her gemi, kimin tarafından ve kimin ad ve hesabına kullanılırsa kullanılsın, “ticaret gemisi” sayılır.

Ticaret hukuku avukatı olarak belirteceğimiz bir detayda şöyle olmaktadır; Geminin ayırıcı unsurları denilince, özellikle geminin adı, milliyeti, bağlama limanı belirtilir. Geminin adı, silinmez, bozulmaz ve okunaklı harflerle yazılır. Geminin milliyeti, bayrak çekme hakkı bakımından önem arz eden bir durumdur. Hangi gemilerin Türk Bayrağı çekebileceği TTK m. 823’de düzenlenmiştir.

Kara Taşıma Hukuku                                          

Ticaret hukuku avukatı olarak makalemizin son kısmını, kara taşıma hukuku hakkında bilgi vermeye ayırdık.

Deniz taşımalarında olduğu gibi, kara taşımlarında da iki taraf bulunur. Taşıma sözleşmesinin ilk tarafı taşıyıcı olur. Taşıyıcının, ücret karşılığında yolcu ve eşya taşıma işlerini üzerine alan kimse olduğunu TTK açıkça belirtmiştir. Sözleşmenin karşı tarafında ise eşyanın ya da yükün sahibi olan gönderen taraf yer almaktadır. Bu kişi, taşıma sözleşmesini kendi adına yapan kişidir. Fakat bazen taşıyıcı ile sözleşmeyi kuran kişi, taşıma işleri komisyoncusu da olabilir. Bu kişi kendi adına müvekkili hesabına bir eşya taşıtmayı meslek edinmiş kişi olduğu için, bu durumda kendisi sözleşmenin tarafı olacaktır. Gönderen ibaresi 768. Maddede yer almaktadır. Ancak gönderen eşyanın sahibi değilse ya ad gideceği yer bulunmuyorsa, onun emri ile eşya ulaşım yerinde bir başkasına teslim edilir ki buna da “gönderilen” denilir.

Ticaret hukuku avukatı ile detaylı görüşme yapmak için, hukuk büromuzla iletişime geçebilirsiniz.