Hukuk Bürosu
Hukuk bürosu, dava süreçleri hakkında bilgi edinmek isteyen kişiler için danışmanlık hizmeti de verir. Bunun yanı sıra dava süreci ilerletmesi gereken kişilerde, bu bürolar aracılığıyla konularında uzman avukatlarla iletişime geçebilirler. Avukatlar pek çok davaya bakmakla yetkilidir, kanun dava çeşitliliği açısından kısıtlama belirtmemiştir. Hukuk büromuzun uzman olduğu dava konuları da; Aile hukuku, ceza hukuku, iş hukuku, icra hukuku, arabuluculuk ve yabancı kişilerin Türk vatandaşlığı alma konularıdır.
Halk arasında bilinen yanlışlardan biri de, aile davaları ile alakalı olmaktadır. Bu hukuk alanının içerisinde sadece boşanma davaları yer alamaz. Bunun yanı sıra aileye dair olan her konu ve kadına karşı yaşatılan şiddet vakaları da yer almaktadır. Boşanma davası, evlilik birliğinin sonlandırılması için yapılması gereken resmi işlemlerdir. Bu sürecin başlatılma şekli ve ilerletilme şekli ise, tarafların arasında yapacakları uzlaşma kapsamına bağlı olmaktadır. Taraflar boşanmanın maddi ve manevi olan bütün sonuçlarında anlaşma sağlarsa ve evlilik birliğinde 1 yıllık süreyi doldurmuşsa, anlaşmalı boşanma davası açılabilir. Fakat bu şartlara uygun olmayan taraflar çekişmeli boşanma davası açmalıdır.
Boşanma davasının içerisinde sıklıkla uzlaşma sağlanamayan konulardan biri de, müşterek çocuğun velayet hakkıdır. Velayet, evlilik birliği devam ederken anne ve babaya aittir. Boşanma davasının başlaması ile birlikte bu durum değişikliğe uğrar. Taraflardan birinin velayet hakkına sahip olması ile birlikte, diğer tarafa da çocukla kişisel ilişki kurulması kararı verilir. Burada bahsettiğimiz kişisel ilişkinin kapsamında; Çocukla hangi vakitler arasında ne şekilde görüşüleceği belirlenir ve çocuğun özel giderlerinin karşılanması için belirli bir nafaka ödemesine hükmedilir. Çekişmeli boşanma davasında bu kararları verme yetkisi, hâkime ait olmaktadır.
Hâkimin dava içerisinde vermiş olduğu kararlara, karşı tarafın itiraz hakkı da bulunmaktadır. Ayrıca bilinmesi gerekir ki; İtiraz hakkının yapılabilmesi için, geçerli olan bir süre vardır. Yani süre içerisinde itiraz hakkı kullanılmazsa eğer, bunun sonrasında çocuğun velayet hakkını almak isteyen taraf, velayetin değiştirilmesi için başvuru yapabilir. Velayetin değiştirilmesini talep eden tarafın, kanunlar tarafından geçerli olan sebepleri mahkemeye sunabilmesi ve ispat edebilmesi gerekir. Aksi olan durumlarda çocuğun velayet hakkı alınamaz.
İstanbul En İyi Hukuk Büroları
En iyi hukuk bürosuyla çalışmayı ve dava ilerletmeyi, her müvekkil ister. Peki, bu en iyi statüsünde yer alan avukatlarla nasıl iletişime geçilir? Öncelikle belirtmek isteriz ki; En iyi statüsünde yer alınabilmesi için belli başlı kurallar olmaktadır. Bu kuralların en temelinde avukatın bilgisi, deneyimi, konular hakkında ürettiği çözüm yolları olmaktadır. Hukuk büromuzun bu tarz durumlardaki, en büyük tavsiyesi avukatınız ile yapacağınız yüz yüze iletişim olmaktadır. Ayrıca hukuk bürosu kuralımıza göre, bizimle iletişime geçen danışanımız şehir dışından ya da yurt dışından bize ulaşıyorsa, internet üzerinden yapacağımız görüşmeler sonrasında dava konusu hakkında neler yapılabileceğini açıklarız.
Hukuk büromuzda görev yapan avukatımız, dava avukatlığının yanı sıra arabuluculuk yapmakla da görevlidir. Arabuluculuk, iş davalarının açılmadan önce başvurulması gereken bir sistemdir. İş hukuku alanında görülen davalar sebebiyle, iş mahkemeleri son yıllarda oldukça yoğun olmaya başladı. Yaşanılan bu yoğunluk sebebiyle de, davaların sonuçlanma süreleri daha uzun sürmekteydi. Yeni tasarlanan arabuluculuk sistemi, işçi ve işveren arasında yaşanılan sorunu en kısa sürede çözüme ulaştırmayı hedeflemektedir.
İşçi ya da işveren fark etmeksizin iş davasını ilerletme sebebi olan kişi, dava öncesinde arabulucuya başvuru yapmalıdır. İş Kanunları gerekliliğince dava öncesi arabuluculuk sistemi şart koşulmaktadır. Yapılan başvuru sonrasında, arabulucu taraflara toplantı yapılabilmesi için davet sunar. Taraflar toplantıya kendileri gelebileceği gibi, vekil avukatları da bu toplantıya katılmakla yetkili olabilirler. Yapılan görüşmede anlaşma sağlanırsa eğer, arabuluculuk görevi yapan kişi bunu tutanak halinde hazırlar ve işlemlerin bu şekilde ilerletilmesini sağlar. Eğer taraflar, yapılan toplantıda uzlaşma sağlayamazsa hazırlanan tutanakta bu doğrultuda düzenlenir ve sonrasında süre kaybı yaşanmadan, iş mahkemesine gerekli başvurular yapılır.
Ceza Hukuku Büroları
Ceza hukuku alanında görev yapan hukuk büromuz;
- Uluslar arası suçlar
- Hayata ve vücut dokunulmazlığına karşı işlenen suçlar
- İşkence ve eziyet
- Çocuk düşürtme
- Kısırlaştırma
- Cinsel dokunulmazlığa karşı işlenen suçlar
- Özel hayata ve hayatın gizli alanına karşı işlenen suçlar
- Mal varlığına karşı suçlar
- Kamu sağlığına karşı işlenen suçlar
- Kamu güvenine karşı yapılan suçlar
- Aile düzenine karşı işlenen suçlar
- Bilişim suçları
- Kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine yönelik suçlar
- Adliyeye yönelik işlenen suçlar kapsamında yer alan dava konularına bakmaktadır.
Vücut dokunulmazlığına karşı yapılan suçlardan biride, kasten yaralama suçu olmaktadır. TCK Madde 86/1 gerekliliğince, kasten başkasının vücuduna acı veren ya da sağlığının veya algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, TCK gerekliliğince suçun işlenme şekline göre cezalandırılır. Bu suçta korunan hukuksal yarar, “Beden dokunulmazlığı olup, bu hem beden bütünlüğü hem de sağlığı kapsamaktadır. Kasten yaralama suçunda hukuka aykırılığı ortadan kaldıran nedenler olarak; Görevin ifası, meşru savunma ve zorunluluk hali gibi genel hukuka uygunluk nedenleri yer alır. Bunların haricinde mağdurun rızası, tıbbi müdahaleler, spor hakkının icrası, uslandırma hakkı ve fiilin toplumsal uygunluğu da bu kapsamda yer almaktadır.
Hukuk bürosu hizmetlerimiz arasında yer alan ceza davalarımızı başlatmadan önce müvekkil veya tutukluluk durumunda müvekkil yakını ile detaylı görüşmeler yaparız. Yapılan görüşme sonrasında, dava sürecine en uygun olan yön haritası belirlenir ve süreç başlatılır. Ceza davası içerisinde yer alan her konu, çok hassas olmaktadır. Çünkü bu davaların içerisinde yaşanılabilecek en küçük hata, insan hayatında büyük sorunlara yol açabilir. Hukuk büromuzda bu şekilde hataların yaşanmaması için, çok titiz ve dikkatli çalışmalar ilerletmektedir.
Türk Hukuk sistemine göre, hakkında ceza davası başlatılan kişinin dava sürecinde avukat ile çalışması gerekir. Kişinin hakkında yapılan suçlamanın alt taban cezası 5 yılsa, kişi ergin değilse veya belirli bir yaşın üzerindeyse, kendini savunamayacak bir akıl hastalığına sahipse avukatla çalışma zorunluluğu, Kanun maddelerince belirlenmiştir. Koşullar dâhilinde avukatla çalışma yapması gereken kişinin, maddi olanakları buna elverişli olmayabilir. Böylesi olan etkenlerde de, kişi Devlet desteğine başvuru yapabilir. Devlet, maddi olanağı olmayan kimseler için, gerekli şartlara uygunluk araştırması yapar ve dava dosyasına Barodan ücretsiz avukat ataması yapılır.
En İyi Hukuk Büroları
Dava açmaya hazırlanan ya da hakkında dava açılan her kişi, en iyi hukuk büroları avukatı ile çalışma yapmayı ister. Bu konuda araştırılması gereken en önemli detay, birlikte dava süreci ilerleteceğiniz avukatın konu hakkında bilgisi, kanunları yakın şekilde takip etmesi ve deneyimi olacaktır. Her avukatın en temel görevlerinden biri de, değişiklik yapılan kanun maddelerinin içeriklerini öğrenmek ve Yargıtay kararları hakkında bilgiler edinmektir. Bu detaylardaki yaşanılan eksiklik, dava sürecinde başarısızlığa ve dolayısıyla hak kaybına sebep olur.
Ceza davalarının içerisinde sıklıkla karşılaşılan bir suç unsuru da, hakaret suçları olmaktadır. Yargıtay her geçen gün hakaret suçları ile alakalı olarak daha fazla yaptırım uygulamasına karar vermektedir. Bu kararlardaki en temel amaç, toplum huzurunun ve düzeninin bozulmamasıdır. Hakaret suçu, pek çok kişiye yönelik olarak işlenmektedir. Bu suç kapsamı sadece aile arasında yaşanılmaz bunun yanı sıra dış hayattaki kişilere karşı, kamu personellerine karşı ve Cumhurbaşkanına karşıda bu suçun işlendiği görülmektedir.
Hakaret suçunda cezanın ağırlaştırılmasını gerektiren nitelikli haller TCK Madde 125/3 ve 4’de düzenlenmiştir. Söz konusu nitelikli hallerden biri gerçekleştiği zaman, cezanın bir yıldan daha az olmayacağı ön görülmüştür. Fakat bunun yanı sıra, Adli para cezası verilmesi de Yargıtay kararları arasında yer almaktadır. Nitelikli haller söz konusu olduğunda hapis cezasına tek başına hükmedilmesi gerekeceği için sonuç olarak hükmedilen hapis cezasının, adli para cezasına çevrilmesine de bir engel bulunmamaktadır.
Hukuk bürosu başlıklı makalemize devam ederken, hukuk alanındaki farklı dava konularına da değineceğiz.
İcra Hukuk Bürosu
İcra mahkemesi, icra ve iflas işlerinde görevlidir. Sınırlı inceleme yetkisine sahip olan tek yargıçlı, özel görevli, ilk derece mahkemedir. Her Adliyede icra mahkemesi kuruması öngörülmüştür. Ayrı bir icra mahkemesi kurulmamış olan yerlerde bu mahkemelerin görev alanına giren dava ve işlemlere o yerdeki asliye hukuk mahkemesi bakar. Birden fazla icra mahkemesi arasındaki ilişki iş dağılımı ilişkisidir ve nöbetçi icra mahkemesi tarafından düzenlenir. Kural olarak taraflar, birden fazla icra mahkemesi arasındaki iş dağılımı ilişkisine itiraz edemez.
İcra mahkemelerinin görevleri hakkında birkaç madde belirtecek olursak;
- İcra dairelerinin işlemlerine karşı yapılan şikâyet başvuruları ve itirazların kaldırılması istemlerini karara bağlamak
- Hacizde ve iflasta istihkak davalarını incelemek
- İstihkak davasına karşı dava olarak açılan iptal davasına bakmak
- Şikâyet yoluyla gelen ihalenin feshi istemlerini incelemek
- İlamlı icrada icranın geride bırakılması istemlerini incelemek
- Takibin iptal ve talikine karar vermek
- Kıymet takdirine ilişkin şikâyet
- İpotekli alacaklının borcu almaktan ve ipoteği çözmekten kaçınması halinde ipotek kaydının terkinin istemi
- 6183 sayılı yasanın 99. Maddesine göre vergi dairesince yapılan taşınmaz ihalesinin feshine yönelik şikâyetleri incelemek
- İcra ve iflas suçlarını inceleyerek ceza hükümlerini belirlemek
- Yasada yer alan diğer işlemleri yapmak
İcra mahkemeleri takip hukukuna yönelik şikâyet, itiraz ve itirazın kaldırılmasına yönelik başvurular geldiğinde, bu hususta görevsizlik kararı veremez. Kabul ya da ret kararı vermek zorundadır. İcra mahkemelerinde, basit yargılama usulü uygulaması yapılır. Bu sebeple de bu mahkemelerde, adli tatil hükümleri uygulanmaz. Ayrıca icra mahkemesinde tanık dinlenemez ve yemin kanıtına başvurulamaz. Çünkü icra mahkemeleri sınırlı inceleme yetkisine sahip olmaktadır. Fakat bazı özel durumlarda bu mahkemelerde de tanık dinlenmesi mümkün olabilir. Örnek verecek olursak; İstihkak davaları, tebligatın usulsüzlüğü ve ihalenin feshi gibi işlemleri belirtebiliriz.
0