Miras Hukuku

Miras Hukuku

Miras hukuku miras bırakan kişi olarak adlandırdığımız kimsenin, ölümü ile sona ermeyen, intikal edebilir hak ve borçları ile diğer hukuki ilişkilerinin akıbetini düzenleyen kuralların bütünüdür.

Miras paylaşımı, miras bırakan kişinin ölümünden sonra gerçekleşen bir durum olmaktadır. Miras paylaşımı Kanun koyucunun belirlediği ölçülerde soy bağının yakınlık derecelerine göre zümre sistemi ile yapılmaktadır. Zümre sisteminde esas olan bir gerçekte eş hayatta ise her zümreye dâhil olacağıdır.

Miras Kanunları miras bırakan kişinin vasiyetname hazırlamaması durumunda, zümre sistemine göre miras dağılımı yapmaktadır.

Mirasın Gerekliliği

Mirasın gerekliliği ilkesinin temelinde iki husus bulunur. Kanun koyucu miras ile ilgili yaptırımlar uygulanmasını öngörmeseydi kişiler arasında karışıklıklar ve sorunlar çözümsüz bir hale gelirdi. Özel mülkiyet ve bunun devamlılığı ile kişiye bağlı olanlar dışında alacak ve borçların, ölenin yerini alacak kişide devam etmesi. Eğer mülkiyet ölümle sona erse ya da ölenin malları sahipsiz duruma gelseydi; eğer ölümle birlikte alacaklar sona erseydi, ölene borçlu olan kimseler borçtan kurtulsaydı, miras hukukuna gerek kalmazdı.

Miras sebebiyle olan davalar için gerekli olan tek husus özel mülkiyet olmamaktadır. Özel mülkiyetin devamlılığı da önemli olan bir husustur. Ölenin, kişiye bağlı olan borçlarının dışında olan borçları da ölümle sona ermeyip onun yerine geçen kişiler tarafından devamlılık sağlaması gerekir.

Miras Hukukundaki Paylar

Miras hukukundaki paylar doğru ve hakkaniyetli bir şekilde yapılabilmesi için öncelikle mirasçıların miras payları ve miras hakları saptanmalıdır. Miras Kanununda hısımlık bu sebeple oldukça önemlidir.

Miras Payları Medeni Kanunun 495, 496, 497, 498, 499, 500 ve 501. maddelerinde gösterilen yasal mirasçıların paylarına göre ve yasal mirasçıların saklı paylarına göre yapılmıştır. Yasal mirasçılar arasında 1. zümreyi miras bırakanın alt soyu yani mirasçının çocukları, ikinci zümreyi miras bırakanın anne ve babası, üçüncü zümreyi miras bırakanın kardeşleri, dördüncü zümreyi miras bırakanın büyük baba (dede) ve büyük anne (babaanne ve anneanne) oluşturmaktadır.

Miras Hukuku Yasal Mirasçılık

Miras hukuku yasal mirasçılık, miras hakkına sahip olan kişiler için kullanılan bir sıfattır. Mirasta mal paylaşımı olan sırasında tereke üzerinde miras hakkına sahip “yasal mirasçı” ve “atanmış mirasçı” olmak üzere iki tür mirasçılık türü olmaktadır. Bunları maddeler halinde inceleyecek olursak;

  • Miras davaları içerisinde yer alan yasal mirasçılık, miras bırakanın iradesine bağlı olmayan ve miras bırakanın ölümü üzerine doğrudan kanundan kaynaklanan bir miras hukuku statüsüdür. Kanuni mirasçılık Medeni Kanun’un 495-501 maddeleri arasında düzenlenmiştir. Buna göre yasal mirasçılar, miras bırakanın kan hısımları, evlatlık ve altsoyu ile sağ kalan eş olmaktadır.
  • Atanmış mirasçı ise miras bırakanın kendi özgür iradesiyle mirasının bir kısmını veya tamamını belirli bir kişiye bırakmasıyla mirasçı olan kişidir.

Miras hukuku davaları ile daha detaylı bilgi alabilmek için iletişim bölümündeki bilgilerden avukatımıza ulaşabilirsiniz.

0

Related Posts

Yorum Gönder