Miras Ortaklığı

Miras ortaklığı ne anlama gelmektedir? Miras, miras bırakan kişinin ölümüyle ortaya çıkan bir koşuldur. Mirasçı sıfatında yer alan kişiler; Yasal mirasçılar ve atanmış mirasçılar olarak iki gruba ayrılırlar. Yasal mirasçılar, miras bırakan ile kan bağı olarak da bilinen bağı olan kişilerden oluşur. Atanmış mirasçılar ise, mirasa daha sonradan miras bırakan tarafından yasal işlemler sonucunda eklenen kişilerdir.

Hukuk sistemimizde mirasın bölüşülmesi, zümre sistemi değerlerine göre yapılmaktadır. Ayrıca belirtmek gerekir ki; Bu alanda yer alan mirasçılar kendi talepleri doğrultusunda, miras haklarından vazgeçebilme hakkına da sahip olurlar.

Miras bırakanın tek mirasçısı varsa, bu durumda terekenin mal varlığının ve borçlarının yönetimi de, sadece bu kişiye ait olur. Fakat genel olarak birden fazla mirasçının var olduğu görülmektedir. Böyle gerçekleşen miras durumlarında da, bütün mirasçılar terekenin mal varlığı ve borçları hakkında hak sahibi olurlar. Yani birden fazla olan mirasçının yer aldığı miras paylaşımlarında, mirasın ortaklığından konusundan bahsedebiliriz.

Miras Ortaklığı Hukuki Niteliği

Mirasın ortaklığı devam ederken mirasçılar tereke üzerinde elbirliğiyle hak sahibi olduklarından, terekedeki hakları paylı olarak değil bölünmez ve bütünsel bir hak olarak mirasçılara aittir. Böylece, terekedeki taşınır ve taşınmaz mallar üzerinde miras ortaklığı sırasında mirasçıların MK 701 gerekliliğince elbirliği halinde mülkiyet hakları olmaktadır. Bu nedenle de mülkiyet hakları, mülkiyet hükümlerine tabi olur.

Mülkiyet dışındaki haklar bakımından ise, kanun sistemimiz mülkiyet dışındaki haklarda elbirliğiyle hak sahipliğini düzenlemediği için, MK 701-703 hükümleri uygulanabilir. Ayrıca, Medeni kanunun miras hukukuna dair maddeleri, eşya hukuku hükümlerine göre özel hüküm niteliğinde olduğundan dolayı, öncelikle uygulanır.

Mirasçılardan Biri İmza Vermezse?

Miras paylaşımında genel olarak birden fazla mirasçının olduğunu belirtmiştik. Bu doğrultuda da, yapılacak işlemler için tüm mirasçıların söz hakkı olmaktadır. Peki, bu mirasçılardan bir kişi verilmesi istenilen karara onay vermezse ne olur?

Mirasçılardan birinin onay vermemesi yani imza atmaması halinde, anlaşma sağlanamaz. Bu durumda da diğer mirasçıların, mahkemeye başvuru hakkı ortaya çıkar. Böyle olan etkenlerde mirasçının iki talebi olabilir. Bunlar; Terekedeki belirli malların paylaşılması ve paylaşılması mümkün olmayan mal varsa bunun satışının gerçekleşmesi.

Mirasçıların Davalı Olması

Terekeyi ilgilendiren bir hususta, üçüncü kişilerin miras ortaklığı halinde kural olarak sadece bir mirasçıya değil, bütün mirasçılara karşı dava açmalıdırlar. Fakat davanın konusu üçüncü kişinin alacak hakkıysa, tereke borçlarından mirasçılar hep birlikte değil de, MK 641 gerekliliğince müteselsil sorumlu olduklarından, alacaklı istediği bir veya birkaç mirasçıya dava açmak isteyebilir.

Mirasçıların tümüne bir davanın açılması gereken durumlarda ne yapılmalıdır? Örneğin; Üçüncü kişinin terekede bulunan bir mal için istihkak davası açması halinde, bazı mirasçıların varlığı sonradan belirlenmişse, dava geçersiz sayılmayıp, bunların da davalılar arasına katılmak sureti ile, davanın yapılması mümkün olmalıdır.

Mirasçıların Açabileceği Davalar

Bu davaların bazılarını belirtecek olursak;

  • İstihkak davası
  • Tenkis davası
  • Tapu iptal davası
  • Veraset belgesinin iptali davası
  • Miras sözleşmesinin iptali davası
  • Taksim ve izale-i şuyu davası

Miras ortaklığı hakkında ve diğer miras davası konuları hakkında detaylı görüşme yapmak için, internet sayfamızda yer alan iletişim bilgilerinden faydalanarak hukuk büromuzla iletişime geçerek danışmanlık randevusu talep edebilirsiniz.

0

Yorum Gönder