Resmi Evrakta Sahtecilik Suçu

Resmi evrakta sahtecilik suçu nedir ve bu suç hangi kapsam içerisinde değerlendirilir? Bu ve benzeri olan soruların yanıtını, makalemizin içeriğinde bulabilirsiniz. Makalemizin yanı sıra, internet sayfamızda yer alan diğer makalelerden de, farklı bilgilere ulaşabilirsiniz.

Sahtecilik suçları, TCK’da “Topluma Karşı Suçlar” başlıklı üçüncü kısmın “Kamu Güvenine Karşı Suçlar” başlıklı dördüncü bölümünde düzenlenmiştir. Bu bölüm içerisinde;

  • Resmi belgede sahtecilik/ TCK Madde 204
  • Resmi belgeyi bozmak, yok etmek veya bozmak/ TCK Madde 205
  • Resmi belgenin düzenlenmesinde yalan beyan/ TCK Madde 206
  • Özel belgede sahtecilik/ TCK Madde 207
  • Özel belgeyi bozmak, yok etmek veya gizlemek/TCK Madde 208
  • Açığa atılan imzanın kötüye kullanılması /TCK Madde 209 şeklinde yer almaktadır.

Kamu güvenine karşı suçlar arasında yer alan resmi evrakta (belgede) sahtecilik suçu, Türk Ceza Kanunu madde 204’de açıklanmıştır. Belgede sahtecilik suçları, delil araçlarının güvenliğini ve güvenilirliğini koruma amacına hizmet etmektedir. Başka bir anlatımla bu suçla korunan hukuksal yararın, kamu güveni olduğunu belirtebiliriz. Burada kamuya ait bir yarar söz konusu olduğu için, mağdurun rızası bu suçta hukuka aykırılığı ortadan kaldırmaz. Ayrıca belgede sahtecilik suçunun varlığı için belge üzerinde mülkiyet ilişkisinin bulunması önem taşımaz. Bu sebeple belgenin maliki de bu suçu işleyebilir. Çünkü belgede sahtecilik suçları, belgenin üzerindeki hakka değil yalnızca onun delil değerine yöneliktir.

Belgede sahtecilik suçları ile belge üzerinde çok yönlü bir koruma sağlanmaktadır. Bunlar;

  • Belgenin gerçekliği (sahte bir belgeyi taklit veya tağyir etmek)
  • Belgenin varlığı (belgeyi ortadan kaldırmak)
  • Belgenin doğruluğu (yalan beyanda bulunmak, belgede fikri sahtecilik)
  • Belgenin kullanımı (sahte bir belgeyi kullanmak)

Resmi Belgede Sahtecilik Suçu

Resmi belge üzerinde sahteciliğin bir kamu görevlisi ya da herhangi bir kişi tarafından gerçekleştirilmiş olmasına göre bir ayrıma gidilmiş olmakla birlikte, her iki durum aynı madde içerisinde düzenlenmiştir. TCK Madde 204’de yapılan düzenlemeye göre;

  • Bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir resmi belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanan kişi, 2 yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır
  • Görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren, gerçeğe aykırı olarak belge düzenleyen ya da sahte resmi belgeyi kullanan kamu görevlisi, 3 yıldan 8 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır

Resmi evrakta sahtecilik suçu ve cezası kamu görevlisi tarafından uygulandığı zaman ceza oranında artış meydana gelmektedir.

Resmi Belgede Sahtecilik Suçu İle İlgili Yargıtay Kararı

Resmi belgede sahtecilik hakkında verilen birkaç Yargıtay kararını, yazımızın bu kısmında bulabilirsiniz.

1-) Yar. 11. C.D., 22.1.2008, 8423/117

“Sanığın hesap açtırmak için kullandığı sahte nüfus cüzdanının elde edilememesi ve sahteciliğin iğfal kabiliyetine haiz olup olmadığının saptanamamış bulunması, aynı belgenin başka işlemler sırasında da kullanılıp aldatıcılık yeteneğinin tespit edilememesi. Banka görevlilerinin ihmali davranışları sebebiyle hesabın açılmış olma ihtimali de nazara alındığında sırf sahte nüfus cüzdanı ile işlem yapılmasının iğfal kabiliyetinin varlığını kabul için yeterli olmadığı gözetilmeden yüklenen sahtecilik suçundan beraatı yerine isabetsiz gerekçe ile yazılı şekilde mahkûmiyet hükmü kurulması

2-) Yar. 6. CD., 1.10.1991, 4906/6031, YKD Kasım 1992 s. 1794

“Suça konu bonodaki yazı, rakam ve imzaların müdahilin eli ürünü olmadığı tespit edilmişse de. Senedin sahte olarak düzenlenip, sanık tarafından icra takibine geçildiğinin anlaşılmasına göre, senedin sanık tarafından bizzat yazılmasının şart olmayıp lehine düzenlenmiş ve kullanılmış olmasının suçun sübutu için yeterli olacağı gözetilmeden isabet bulunmayan gerekçe ile sanığın beraatına karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir”

3-) Yar.11.CD., 24.9.2008, 8860/9215

Sanığın, haksız şekilde ele geçirdiği katılan Engin’e ait kimlik bilgileri ile düzenlediği sahte nüfus cüzdanını kullanmak suretiyle aynı suç işleme kararı altında değişik zamanlarda F… bank A.Ş., T.V. Bankası ve K.. Bankası A.Ş. Fethiye şubelerinde sahte vadesiz mevduat hesabı açtırıp, bu bankalardan banka hesap cüzdanları almasının kül halinde 5237 sayılı TCK’nın 204/1 ve 43. Maddelerinde öngörülen zincirleme suretiyle resmi belgede sahtecilik, ayrıca F. Bank A.Ş. Fethiye şubesinde açtırdığı söz konusu hesapla bağlantılı olarak üretilen sahte bankamatik kartını teslim aldıktan sonra, kendisine veya başkasına herhangi bir yarar sağlamadan üstünde yakalanması ile aynı sahte kimlik bilgilerini kullanarak internet üzerinden H.. Bank A.Ş. yaptığı kredi kartı başvurusu sonucu üretilen sahte kredi kartının, başvurunun gerçeğe aykırı olduğunun tespiti üzerine bankaca teslim edilmeden iptal edilmesi eylemlerinin de ayrı ayrı teşebbüs aşamasında kalan 5237 sayılı TCK’nın 245/3 maddesinde öngörülen banka veya kredi kartlarının kötüye kullanılması suçunu oluşturacağı…”

4-) Yar. 6. CD 21.12.1995, 13833/13930

“İlamsız takiplere ilişkin ödeme emrinin borçlusu olan müşteki Cemil’e ödeme emri tebliğ edilmediği halde huzurunda tebliğ edilmiş gibi tebliğ ilmühaberi düzenlenmiş. Düzenlenen icra takibinin kesinleşmesini sağlayan sanık icra müdürü Mehmet Ali’nin eyleminin TCY’nin 339. Maddesinde yazılı suçu oluşturduğunun gözetilmemesi, sahte olarak düzenlenen ödeme emri tebliğ ilmühaberini bilerek kullanarak, müştekiye ait kamyonetin alacaklı sıfatıyla haczedilmesini sağlayan sanık Mücahit de suça katıldığı halde, yerinde görülmeyen gerekçeyle beraatına karar verilmesi bozmayı gerektirir”.

Resmi Belgede Sahtecilik Savunma Dilekçesi

Resmi evrakta sahtecilik suçu hakkında düzenlenen dilekçe hazırlığı yapılırken, Kanun koyucunun belirlemiş olduğu ölçütlere göre dilekçe hazırlığı yapılmalıdır. Yazımızın bu kısmında örnek teşkil edebilecek bir dilekçe düzenlemesi yapacağız. Fakat dilekçenin içeriğindeki hassasiyetlerin, mahkemeye doğru şekilde beyan edilebilmesi açısından avukat desteği alınmasını tavsiye ederiz.

İSTANBUL CUMHURİYET BAŞSAVCILIĞI’NA

MÜŞTEKİ             : Adı-soyadı, kimlik numarası ve ikametgâh adresi bu kısımda yer almalıdır)

ŞÜPHELİLER       : (Şüphelilerin adı-soyadı, adresi ve kimlik numarası bu alanda yer almalıdır)

SUÇ                       : Resmi Belgede Sahtecilik

SUÇ TARİHİ        : (Suç unsurunun yaşandığı tarih yazılmalıdır)

AÇIKLAMALAR: (Bu alanda gerekli açıklamalar maddeler halinde yer almalıdır)

DELİLLER              : (Tüm deliller bu alanda yazılmalı)

HUKUKİ NEDENLER: TCK Madde 157 ve ilgili mevzuat

SONUÇ VE TALEP: Şikâyetimin kabulü ile şüpheliler ve iştirak edenler hakkında Resmi Belgede Sahtecilik Suçundan Dolayı Kamu Davası Açılmasına, Tanıklarımın Dinlenmelerine, Şüphelilerin Cezalandırılmaları İçin Gereğinin Yapılmasını Saygılarımla Arz Ederim.

MÜŞTEKİ ADI-SOYADI İMZA                                                                                                     TARİH

Özel Belgede Sahtecilik

Özel belgede sahtecilik suçu, TCK Madde 207’de yer almaktadır. Bu maddeye göre;

  • Özel belgeyi sahte olarak düzenleyen veya gerçek bir özel belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren ve kullanan kişi, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bir sahte özel belgeyi bu özelliğini bilerek kullanan kişi de, aynı şekilde cezai işlem uygulamasına göre ceza alır.

Resmi evrakta sahtecilik suçu unsurundan farklı olarak özel belgede sahtecilik suçunun maddi unsurunu iki ayrı hareket oluşturur. Bunlardan ilki, özel belgenin sahte olarak düzenlenmesi veya gerçek bir özel belgenin değiştirilmesi olmaktadır. İkincisi ise, bu belgenin fail veya bu özelliğini bilerek üçüncü bir kişi tarafından kullanılmasıdır.

Bu suçun oluşması için yalnızca belgenin sahte olarak düzenlenmesi yeterli olmadığına ve ayrıca bu belgenin kullanılması da gerektiğine göre suç, sahte olarak düzenlenen belgenin kullanılması ile tamamlanmış olur. Birden fazla hareketli suçlarda suç tipinde öngörülen son hareket gerçekleştirilmediği sürece fail teşebbüs alanına girmiş sayılmayacağı için, yalnızca belgenin sahte olarak düzenlenmiş olması failin teşebbüsten dolayı cezalandırılması için yeterli değildir.

Özel belgenin kullanılması, aynı zamanda bir başka suç da oluşturuyorsa, failin özel belgede sahtecilik suçu yanında belgeyi kullanmak suretiyle işlediği diğer suçtan dolayı da ayrıca cezalandırılması gerekir. Nitekim TCK Madde 212’de sahte özel belgenin bir başka suçun işlenmesi sırasında kullanılması durumunda, hem özel belgede sahtecilik, hem de ilgili suçtan dolayı ayrı ayrı cezaya hükmolunacağı öngörülmüştür. Aynı suç işleme kararıyla birden fazla özel sahte belge düzenlenmesi ve kullanılması durumunda zincirleme suçtan söz edilebilir. TCK madde 43/1, “mağduru belirli bir kişi olmayan” suçlar bakımından da zincirleme suç kurallarının uygulanmasına olanak sağlamaktadır.

Sahte belgenin kullanılması, TCK Madde 207/2’de ayrıca düzenlenmiştir. Failin, TCK Madde 207/2 uyarınca cezalandırılabilmesi için, bir başkası tarafından özel belgenin sahte olarak düzenlenmesi aşamasına iştiraki olmaması gerekir. Eğer kullanan kişi, sahte belgenin düzenlenmesi aşamasına da katılmış ise, hem düzenleyen hem de kullanan, birlikte fail olarak TCK Madde 207/1 uyarınca cezalandırılır. Buna karşılık kullanma, özel belgeyi sahte olarak düzenleyen kişinin bilgisi dışında gerçekleşmiş ise, yalnızca belgeyi kullanan kişi bu suçtan dolayı cezalandırılır.

Özel Evrakta Sahtecilik Emsal Kararlar

Konu hakkında Yargıtay’ın vermiş olduğu birkaç kararı yazımızın bu kısmında bulabilirsiniz.

1-) Yar. 6. CD 10.06.1993 4254/5392

Bu düzenleme karşısında, 765 sayılı TCK’nın yürürlükte olduğu dönemde Yargıtay’ın sahte olarak düzenlenen özel belgenin kullanılması başka bir suçu oluştursa bile, failin yalızca özel belgede sahtecilikten dolayı cezalandırılacağı yönündeki içtihatlarının herhangi bir geçerliliği kalmamıştır. TCK’nın 79. Maddesi hükmü gözetilerek suç tarihine nazaran daha ağır cezayı öngören TCK’nın 503 ilk maddesiyle de hüküm kurulması bozmayı gerektirir.

2-) Yar.4. CD 13.3.1997 323/2069

Matbaacı olan sanığın, maliye bakanlığının başkalarınca taklit edilmiş mührünü, kullanarak bastığı fatura ve satış fişini öbür sanıklara kullanılacağını bilerek verip kullandırmaktan ibaret olan ve tek sonuç doğuran eylemini vardır. Hem sahte mühür kullanma suçuna ilişkin T.C. Yasasının 333/2, hem de özel belgede sahteciliğe katılma suçuyla ilgili T.C. Yasasının 65 son aracılığıyla 345. Maddelerini ihlal ettiği. Ayrıca aynı yasanın 79. Maddesi karşısında daha ağır cezayı öngören 333/2 maddesiyle hüküm kurulmakla yetinilmesi gerektiği gözetilmeden, ayrıca 345. Maddesinin de uygulanması yasaya aykırıdır.

3-) Yar. CGK 2.3.1987 6-584/98, YKD Eylül 1987, s. 1381

Emekli trafik polis memuru olan sanığın bir suç işleme kararının yerine getirilmesi amacıyla yasanın aynı hükmünü kısa zaman aralıklarıyla birkaç kez ihlal ederek sahte trafik ruhsatnamesi düzenlemesi, ayrı suçları değil zincirleme suçu oluşturur.

Resmi evrakta sahtecilik suçu başlıklı makalemize devam ederken, resmi belgenin açıklamalı tanımından bahsedeceğiz.

Resmi Belge Tanımı

Belgelerin üç türü olmaktadır. Bunlar; resmi belge, özel belge ve resmi belge hükmündeki belgelerdir. Bir belgenin resmi nitelik taşıyabilmesi için üç unsur aranmaktadır;

  • Belge bir kamu görevlisi tarafından düzenlenmiş olmalıdır
  • Kamu görevlisi, bu belgeyi görevi gerekliliğince düzenlemiş olmalı
  • Belge, kanunda öngörülen usul ve formalitelere uygun olarak düzenlenmiş olmalıdır

Hemen belirtelim ki; 3771 sayılı kanunla değişik 399 sayılı KHK’nın 11/b maddesi uyarınca KİT personeli, teşebbüslerin ve bağlı ortaklıklarının belge ve senetlerine karşı işledikleri suçlardan dolayı memur sayıldıkları için, bunlar tarafından kuruma ait belgeler üzerinde işlenen sahtecilik de, kamu görevlisi tarafından resmi belgede sahtecilik olarak değerlendirilir. Şayet KİT personelinin üzerinde sahtecilik yaptığı belge çalıştığı kuruma ait değilse, suç görev nedeniyle işlense bile, özel belgede sahtecilik olarak değerlendirilir.

Resmi belgenin “sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli” sayılması konusunda kanunlarda buna ilişkin bir düzenleme bulunması gerekir. Nitekim TCK Madde 204/3’te belgenin “kanun hükme gereğince” bu nitelikte olması gerektiği vurgulanmıştır. BU bağlamda HUMK madde 259 uyarınca mahkeme kararları, düzenleme şeklindeki noter senetleri sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli belge olarak sayılmaktadır. Ancak sahteliği sabit oluncaya kadar geçerli olan belgeler, yalnızca HUMK madde 259’da sayılanlarla sınırlı değildir. Özel kanunları gereğince bu nitelikte sayılan belgeler üzerinde işlenen sahtecilik de TCK Madde 204/3 kapsamı içerisinde değerlendirilir.

Resmi Belgede Sahtecilik Etkin Pişmanlık

Etkin pişmanlık, suçu işleyen kişinin mağdur olan kişinin zararını karşılaması vb. durumlar geçerli olduğunda yapılabilir. Hukuk sistemimizde bazı suçlara ilişkin olarak etkin pişmanlık yasasından fayda sağlanabilmektedir. Fakat hukukumuza göre, bütün suçların karşılığında etkin pişmanlık uygulaması yapılamaz. Resmi belgede sahtecilik suçu gerçekleştiği zaman, etkin pişmanlık yasası kuralları uygulaması yapılamaz. Yani bu suç, etkin pişmanlık kapsamında yer almamaktadır. Fakat bazı durumlarda bu suça ilişkin ceza indirimi uygulaması yapılır. Yargıtay’ın vermiş olduğu kararlar çerçevesinde konu hakkında karar belirtecek olursak;

1-) Yargıtay 11. Ceza Dairesi Karar 2016/283

Sanığın, kendisine ve aile fertlerine ait yeşil kart sağlık karnelerine sahte vize yaptırdığı iddia ve kabul edilen olay vardır. Sanık ve ailesinin suç tarihi itibariyle yeşil kart alma koşullarını halen taşıyıp taşımadıkları, sanık A. Ve ailesinin yeşil kart alma koşullarını yitirmemiş olmaları durumunda eylemin 5237 sayılı TCK 211. Maddesi gereğince değerlendirilmeli. “Bir hukuki ilişkiye dayanan alacağın ispatı veya gerçek bir durumun belgelenmesi amacıyla belgede sahtecilik suçunun işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında indirilir” kapsamında kalınıp kalınmadığının değerlendirilmesi gerekir.

Bu suçun teşebbüs kısmı, suçun özel görünüş biçimleri kısmında yer alır. Resmi belgede sahtecilik suçu, suçun maddi unsurunu oluşturan dört seçimlik hareketten herhangi birisinin gerçekleştirilmesiyle birlikte tamamlanır. Belgede sahtecilik suçunun maddi unsurunu oluşturan seçimlik hareketlerden herhangi birisini doğrudan icraya başlayıp da elinde olmayan nedenler yüzünden suçu tamamlayamaması durumunda fail teşebbüs nedeniyle sorumlu tutulur. Maddi unsuru oluşturan hareketlerle belirli bir yakınlık ve bağlantı içinde bulunan hareketlerin gerçekleştirilmesiyle birlikte, fail teşebbüs alanına girmiş olur ise de, belgede sahtecilik suçunda icra başlangıcını belirlemek çoğu zaman mümkün olmadığı için, bu suça teşebbüs ancak istisnai durumlarda gündeme gelir.

Resmi belgede (evrakta) sahtecilik suçu, belgenin sahte olarak düzenlenmesiyle birlikte tamamlanır ise de; kullanılması ile birlikte sona erer. Teşebbüs nedeniyle cezada yapılacak indirim bakımından fail tarafından o ana kadar gerçekleştirilen hareketlerin suçun konusu üzerinde meydana getirdiği tehlike göz önünde bulundurulur.

Resmi Belgeye Benzetilen Belge

Resmi evrakta sahtecilik suçu içerisinde yer alan bir kısımda, TCK Madde 210/1’de yer alan resmi belgeye benzetilen belgelerdir. Bunlar aslında nitelik olarak özel belge olmalarına karşılık, TCK bunlar üzerindeki sahteciliği resmi belge üzerinde işlenmiş gibi cezalandırmaktadır. Ancak belirtelim ki, bu maddede sayılan belgelerin resmi belge hükmünde sayılabilmesi için, belgede bulunması gereken unsurlar yönünden kanunda öngörülen tüm koşulların yerine getirilmesi gerekir.

Yargıtay 4. Ceza Dairesi bir kararında sanığın, başka bir belge üzerinde imzası bulunan pulu çıkararak sahte senede yapıştırdığını ve senet üzerinde ayrıca bir imza bulunmadığı gibi, pul üzerindeki imzanın belgede devam ettirilmediğinin anlaşılması karşısında, TTK’nın öngördüğü nitelikte resmi bir belgeden söz edilemeyeceği sonucuna ulaşmıştı. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun görüşü ise bu karardakinin aksidir. Buna göre;

Yar. CK 11.3.1997 6-23/41

“Sanık, TTK’nın 688. Maddesinin öngördüğü öğeleri içeren emre yazılı sahte senet düzenlemiş ve sahte olarak düzenlemiş olduğu bu senede daha fazla iğfal kabiliyeti kazandırmak düşüncesiyle, sahte imza atmayıp, katılanın imzasını taşıyan pulları başka belgeden kaldırıp düzenlediği senede ustalıkla yapıştırmış. Pulların üst kısmına düzenleme tarihi de koyup iğfal kabiliyetini haiz bir senet haline getirip bedelini tahsil etmesi için alacaklı görünen İbrahim Gemici’ye vermiştir. Bu kişi de tahsil için icraya verdiği senedi bilahare icradan geri almıştır. Sanığın bu suretle gerçekleşen emre yazılı senedin düzenleyenin dışında bir başkası tarafından imzalanması veya olayımızda olduğu gibi, borçlunun imzasını taşıyan pulların başka yerden kaldırılıp yapıştırılması halleri dahi, diğer öğeleri tamamsa, bu senedin emre yazılı senet olma niteliğini değiştirmez. Kambiyo senedinin geçerli olması için, imzanın muhtevayı kapsar nitelikte olması yeterli olup, mutlaka pul dışında da olması veya pul dışına taşıması gerekmez.

0

Yorum Gönder