Soyadı Kanunu ve Kadınlar
Soyadı kanunu ve kadınlar, 21 Haziran 1934 yılında çıkartılan 2525 sayılı Soyadı Kanunu ile vatandaşların kendi isimlerinden başka, soyadı taşıması zorunluluğu yürürlüğe girdi.
Türk Medeni Kanunlarına göre; kadınlar evlilik akdini gerçekleştirdikten sonra eşlerinin soyadını ya da hem kendi hem eşinin soyadını kullanma hakkına sahiptir. Boşanma sonrası kadın evlilikten önceki soyadını kullanmaya başlar. Fakat iş vb. durumlar için soyadını değiştirmek istemezse bu konu ile ilgili yetki kapsamında başvuru yapabilir.
Evlilik Dışı Doğan Çocuğun Soyadı
Evlilik dışı doğan çocuğun soyadı, Türk Medeni Kanunu 321. Maddesine göre çocuk, anne ve baba evli ise ailenin soyadını alır. Çocuk ile anne arasındaki soy bağı doğumla kurulur. Evlilik dışı doğan çocuk annenin başvurusu ile annenin kütüğüne kayıt edilir ve annenin soyadını alır. Anne velayeti altında olan çocuğun soyadının değişimi için dava açamamaktadır. Fakat çocuk reşit yaşa geldiği zaman babasına karşı soyadı davası açabilir.
Evlilik dışı doğan çocuk ve babası arasındaki soy bağı anne ve babanın evlilik akdini gerçekleştirmesi ile olur. Ya da babanın çocuğu tanıması ve babalık davası ile olabilir.
Evlilik dışı doğan çocuk babanın nüfusuna kayıt olması yasal olarak önceden mümkün değildi. Nüfus Kanunu’nda yapılan değişiklik sonrası artık mümkün olmaktadır. Evlilik dışı doğan çocuk baba tarafından tanınırsa çocuk babasının nüfusuna kayıt olabilir ve babanın soyadını kullanabilir.
Evlilik akdinin dışında doğan çocuk noterde düzenlenecek olan tanıma senedi ile babası tarafından tanınmaktadır. Tanıma senedi işlemi yapıldıktan sonra nüfusa gidilir ve çocuk babanın nüfusuna geçirilir. Ya da baba nüfusa giderek kayıt sırasında çocuğu tanıyabilir.
Boşanma Davasında Çocuğun Soyadı
2010 yılında yürürlüğe giren Anayasa değişikliği ile birlikte vatandaşlara Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne başvurmadan önce Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak haklarında verilmiş olan mahkeme kararının yeniden denetimini sağlama imkânı verilmiştir. Bireysel başvuru yolu ile yapılan başvurulardan biri de, evlilik birliği içinde doğan çocuğun boşanmadan sonra kimin soyadını alacağı olmuştur. Öncesinde boşanma davası sonucu ile değişmeyen kanun içerisinde yer alan çocuğun babasının soyadını taşıması bu şekilde değişiklik yaşamıştır.
Velayet hakkı ve bu bağlamdaki yetkilerinde kullanımı dâhil olmak üzere cinsiyetler arası eşitlik ve cinsiyete dayalı ayrımcılıkla ilgili olarak, ulusal mevzuat dâhilinde insan hakları ile ilgili birçok uluslar arası hukuk belgesinde de yer almaktadır.
İç hukuk ve uluslar arası hukuk alanında yer verilen söz konusu düzenlemeler hususunda, 2525 sayılı Soyadı Kanunu’nun evliliğin bitimi ya da boşanmada çocuk annesine tevdi edilmiş olsa bile çocuğun, babasının seçtiği veya seçeceği adı alacağını belirten 4,maddesinin ikinci fıkrasının birinci cümlesi, Anayasa Mahkemesi’nin 8.12.2011 tarihli ve E.2010/119, K.2011/165 sayılı kararı ile iptal edilmiştir.İptal kararı gerekçesinde, kadın ve erkeğin evlilik süresinde ve evliliğin sona ermesinde eşit hak ve sorumluluklara sahip olmaları gereğine yer veren uluslar arası sözleşme hükümlerine de atıf yapılmak suretiyle ve eşlerin, evliliğin devamı boyunca ve boşanmada yükümlülükler bakımından aynı hukuksal konumda oldukları, erkeğe velayet hakkı kapsamında tanınan çocuğun soyadını seçme hakkının kadına tanınmamasının, velayet hakkının kullanılması bakımından cinsiyete göre ayrım yapılması sonucunu doğuracağı belirtilmek sureti ile itiraz konusu kuralın, Anayasa’nın 10. Ve 41. Maddelerine aykırı görülmesi nedeni ile iptaline karar verilmiş ve söz konusu iptal kararı 14.02.2012 tarihli ve 28204 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anayasa Mahkemesi sonraki yıllarda, bireysel başvuru ile gelen bu konuda görüşünü devam ettirmiş ve evlilik akdinin boşanma ile sonuçlandıktan sonra velayet hakkı anneye verilen çocuğun soyadının annenin açacağı dava ile değiştirileceğine hükmetmiştir. Bu sayede mevzuatta yer almayan fakat velayet hakkı alanında değerlendirilip, cinsiyetler arası eşitlik ilkesi ve cinsiyete dayalı ayrımcılık yasağı bakımından da var olması gereken bir düzenleme ile Anayasa Mahkemesinde yer almıştır.
Kızlık Soyadının Tek Başına Kullanılması
30 Eylül 2015 tarihinden önce, evli olan kadınlar “sadece kızlık soyadını” kullanamıyorlardı. Ancak Yargıtay Hukuk Genel Kurulu sürpriz bir karar verdi. Bu sürpriz karar ile birlikte, evli kadınların Aile Mahkemelerine dava açarak, kendi soyadlarını kullanabilme olanakları sağlandı.
Soyadı kanunu ve kadınlar ile ilgili bilgi edinmek için, Beylikdüzü Boşanma Avukat ile iletişime geçebilirsiniz.
0