Adam kaçırmada mağdur olan kişi, hareket etmesine engel olunan canlı kişi olarak tabir edilmektedir. Mağdurun cinsiyeti kadın ya da erkek olabilir. Türk Ceza Kanunu hükümlerine göre, mağdurun yaşı cezanın belirlenmesinde önemli bir etkendir. TCK /-b hükmü gereğince; suçun henüz 18 yaşını doldurmamış kişiye yönelik olarak işlenmesi durumunda, suçun nitelikli hali oluşur. Nitelikli halin oluşması ile birlikte de, suçun ceza oranında artış meydana gelir.
Suçun oluşması için mağdurun kendi kendine özgürlüğünü yeniden elde edebilmesinin mutlak biçimde olanaksız kılınmış olmasına gerek yoktur. Mağdurun istediği gibi hareket etmesi için konulmuş engelleri kolaylıkla yenemeyecek durumda olması yeterlidir. Örneğin, kapı açık olsa da, mağdurun mekânı terk etmesini engellemek amacıyla kapıya nöbetçi ya da köpek bırakmak durumunu belirtebiliriz. İtalyan Yargıtay kararlarından bir örnek verecek olursak; Fail olan koca, üç gün boyunca sürdürdüğü tehditkâr davranışlarla eşiyle kızının konuttan ayrılmasına engel olmuştur. Mahkemeye göre, fail bu davranışlarıyla mağdurların iradesini baskı altına aldığı için, mağdurları arada sırada ve çok kısa süreliğine yalnız bırakmış olsa da, bu suçtan sorumludur. (İt, Yrg., 9.3.1973)
Mağdurun yer değiştirmesi için gerekli araçları kullanmasına engel olan kişi de bu suçu işlemiş olur. Örneğin, felçli bir kimsenin tekerlekli sandalyesini ya da banyoda çıplak olan kimsenin kıyafetlerini alıp götürme durumlarını belirtebiliriz.
Kişiyi özgürlüğünden yoksun kılmanın uzun ya da kısa süreli olmasının önemi olmamaktadır. Bununla birlikte suçun oluşması için sınırlamanın belirli bir süre devam etmesi, yani önemli olması gerekir. Çünkü burada kesintisiz bir suç söz konusudur. Nitekim Yargıtay mağdurun 2-3 saat eve kapatılmasını özgürlüğü sınırlama olarak kabul etmiştir. Buna karşılık örneğin, birinin elini veya kolunu tutma bu suçu oluşturmaz.
Ayrıca suç sona erdikten sonra yeniden mağdurun özgürlüğü sınırlanacak olursa bu takdirde iki ayrı suç unsuru oluşur. Bu durumda suçlar arasında zincirleme suç ilişkisinin varlığı araştırılmalı. Örnek verecek olursak; Kaçmayı başaran kişinin, yeniden yakalanarak bir yere kapatılması durumunu belirtebiliriz.
Adam Kaçırma Yöntemleri
Kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma alanında yer alan, adam kaçırmada mağdur konumuza devam ederken, bu suç hakkında diğer bilgilerden bahsedeceğiz.
Suçun işlenme şekli pek çok türde gerçekleşebilir. Mağdur kişinin herhangi bir araçla kaçırılması suç unsuru olabileceği gibi, tehdit vb. uygulamalar yapılarak hürriyetinden yoksun bırakılması da suçun oluşmasını sağlar.
Saldırıdan kendisini kurtarmak için saldırganın özgürlüğünü kısıtlayan kişi meşru savunma hukukuna uygunluk nedeninden yararlanmaktadır. Fakat özgürlükten yoksun kılmanın, saldırıdan kurtulmak için gerekli yoğunluk ve süreyi aşması durumunda sınırın aşılmasından söz edilir.
TCK’da yer alan hukuka uygunluk nedeni olan görevin ifası yakalama ve tutuklamaya ilişkin kamu hukuku yetkisinin kullanılması bakımından söz konusudur. Öyle ki, CMK madde 90/1, kişiye suçu işlerken rastlanması ve suçüstü bir fiilden dolayı izlenen kişinin kaçması olasılığının bulunması veya hemen kimliğini belirleme olanağının bulunmaması durumunda herkese yakalama yetkisi vermektedir. TCK madde 109’da suçun oluşması için bir kimseyi hukuka aykırı olarak bir yere gitmek veya bir yerde kalmak özgürlüğünden yoksun bırakmaktan söz edilmektedir. Buradaki “hukuka aykırı olarak” ibaresi, hukukun izin vermediği halleri ifade eder. Bu nedenle, bir suça ilişkin soruşturma kapsamında suç şüphesi altında bulunan kişinin ceza muhakemesi hukukunun gereklerine uygun olarak tutulması, gözaltına alınması veya tutuklanması durumlarında, fiili hukuka uygundur ve bu suç oluşmaz.
Zorla Alıkoymanın Cezası Nedir
Kişiyi bir yere gitmek ya da bir yerde kalma hürriyetinden yoksun bırakmanın cezası, 1 yılda 5 yıla kadar hapis cezası olmaktadır. Suç cebir, tehdit ya da hile ile işlenirse, suçun cezası 2 ile 7 yıl arasında hapis cezası olur. Nitelikli hallerin söz konusu olmasıyla birlikte, cezanın oranında bir kat şeklinde artış meydana gelir. Suç cinsel amaç içerikli bir nedenden dolayı işlenirse, suçun cezasında yarı oranda artış olur. Suç mağdurun ekonomik olarak kayıp yaşaması sonucunda, hapis cezasının yanı sıra Adli para ödemesi cezasına da hükmedilir. Suçun işlenmesi amacı ile cebir uygulanırsa, faile yönelik ayrıca kasten adam yaralama suçu cezası hükümleri uygulanır.
Adam kaçırmada mağdur konusu hakkında ayrıca belirtmek isteriz ki; suçun nitelikli olarak görülen halleri Kanun koyucu tarafından belirlenir. Kanunlar tarafından belirtilen nitelikli hallere örnek teşkil edecek bazı maddeleri belirtmek gerekirse;
TCK Madde 109/2: Fiili işlemek için veya işlediği sırada failin cebir, tehdit veya hile kullanması
TCK Madde 109/3-a: Suçun silahla işlenmesi
TCK Madde 109/3-b: Suçun birden fazla kişi tarafından birlikte işlenmesi
TCK Madde 109/3-c, e, madde 109/3-f: Suçun belirli kişilere karşı işlenmesi
TCK Madde 109/1-d: Suçun kamu görevinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle işlenmesi
TCK Madde 109/4: Suçun, mağdurun ekonomik bakımdan önemli bir kaybına neden olması
TCK Madde 109/5: Suçun cinsel amaçla işlenmesi
TCK Madde 110
Madde 110 uygulamasının içeriğinde, suçtaki etkin pişmanlık unsurundan bahsedilir. Etkin pişmanlık hükmünün uygulanabilmesi için aşağıdaki koşulların gerçekleşmesi gerekir;
- Fail, özgürlüğünden yoksun bıraktığı kişiyi “kendiliğinden” serbest bırakmalıdır. Bunun anlamı, serbest bırakmanın herhangi bir dış zorlama olmaksızın gerçekleşmiş olmasıdır. Ayrıca bunun gerçek bir pişmanlık sonucu olması aranmaz. Eğer fail amacına ulaşamayacağını anladığı için veya yetkili organların ya da herhangi bir kişinin müdahalesi üzerine mağduru serbest bırakacak olursa, bu hükümden faydalanamaz
- 765 sayılı TCK bakımından failin, mağduru suçtan elde etmek istediği amaca henüz ulaşmadan serbest bırakmış olması aranmaktaydı. Bugünkü durumda amacına ulaştıktan sonra, mağdura herhangi bir zarar vermemiş olmak koşuluyla, onu kendiliğinden serbest bırakan failin de etkin pişmanlıktan yararlandırılması gerekecek
- Fail, özgürlüğünden yoksun kıldığı kimseye herhangi bir zarar vermemiş olmalıdır
- Fail hakkında henüz “soruşturmaya başlamadan önce” mağduru serbest bırakmış olmalıdır.
- TCK’da yer alan açıklığa göre, mağdurun “güvenli bir yerde” serbest bırakılmış olması gerekir. Bunun için, mağdurun fiziksel ya da manevi olarak zarar görmeyeceği bir yere bırakılmış olması gerekir. Buna göre, örneğin kaçırılan mağdurun daha sonra yol ortasına atılıp bırakılması, tenha bir yere götürülüp salıverilmesi gibi durumlarda, etkin pişmanlık hükmü uygulanmaz
Adam Kaldırma Ne Demek
Adam kaldırma ve adam kaçırma tabirleri, aynı suçun içeriğinde yer alan tanımlamalardır. Bu suçun TCK’da yer alan tanımı, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçu olmaktadır. Suçun içeriğinde mağdur ve fail olarak belirtilen kişi ya da kişiler yer alır. Adam kaçırmada mağdur olan taraf, hürriyeti kısıtlanmış olan kişi olurken, fail suçu işleyen ya da suça teşebbüs eden kişidir. Suça teşebbüs aşaması demek ise, suçun tamamlanmamış halinden ibarettir. Suçun tamamlanmamış halde kalmasıyla birlikte, suç için belirlenen ceza oranında da farklılıklar gözetilir.
TCK Madde 108
TCK 108. Madde uygulamasında cebir konusu yer almaktadır. TCK Madde 108 kapsamına göre; “bir şeyi yapması veya yapmamsı ya da kendisinin yapmasına müsaade etmesi için bir kişiye karşı cebir kullanılması halinde, kasten yaralama suçundan verilecek ceza üçte birinden yarısına kadar artırılarak hükmolunur”. Buna göre cebir, bir kişiye karşı fiziki güç kullanarak, onun veya üçüncü bir kişinin iradesi ve davranışları üzerinde zorlayıcı bir etki meydana getirmektedir.
TCK Madde 108’de yalnızca “cebir kullanma” teriminden söz edildiği için bir koşula bağlı olsun ya da olmasın, tehdit kullanılması durumunda TCK Madde 106 uygulama alanı bulur. Bununla birlikte, TCK Madde 107’de düzenlenen şantaj suçunun kapsamı genişletilerek “hakkı olan veya yükümlü olduğu bir şeyi yapacağından veya yapmayacağından bahisle. Ayrıca bir kimseyi kanuna aykırı veya yükümlü olmadığı bir şeyi yapmaya veya yapmamaya ya da haksız çıkar sağlamaya” zorlama da bu kapsamda cezalandırıldığından, koşula bağlı tehdit bazı durumlarda şantaj suçunu oluşturur.
Cebir suçunun oluşması için mağdurun iradesine aykırı olarak belirli bir davranışa zorlanmış olması gerekir. Zorlama için başvurulan araç ile bu yolla ulaşılmak istenilen sonuç arasında nedensellik ilişkisi bulunmalıdır. Örneğin; Failin, dükkânının önüne aracını park etmesini istemediği mağduru bu sebeple yumruklaması, eğer mağdur fail tarafından cebire başvurulmuş olmasaydı dahi, yine aynı yönde davranacak ise de, bu takdirde neden sonuç ilişkisinden söz edilemez.
Adam kaçırmada mağdur başlıklı yazımızın son kısmında, tehdit konusuna yer vereceğiz.
Tehdit Etmek
Tehdit konusu, TCK Madde 106 kapsamında yer almaktadır. Bazı suçlarda, cebir ve tehdit unsurlarına araç olarak başvurulur. Böyle bir durumda cebir ve tehdit, söz konusu suçun unsuru ya da nitelikli hali olarak ortaya çıkar. Örneğin; Yağma, cinsel saldırı, konut dokunulmazlığının ihlali, kişiyi özgürlüğünden yoksun bırakma gibi. Bu suçlarda kişinin irade özgürlüğü yanında suçun türüne göre değişebilen başka öncelikli hukuksal yarar söz konusu olur. Bunun sonucu olarak bu tür suçlarda eğer tehdide başvurulmasına rağmen, istenen sonuç elde edilememişse, tehdit suçundan değil, ilgili suça teşebbüsten dolayı ceza uygulaması yapılır.
Bu suç, soyut tehlike suçudur. Suçun oluşması için salt bir kötülüğün karşı tarafa bildirilmesi yeterli olmakta, ayrıca bir zarara ya da zarar tehlikesi neticesinin gerçekleşmesi aranmamaktadır. Ayrıca belirtmek isteriz ki; tehdit suçu salt suçlar arasında yer alır.
Tehdit suçunun oluşması için, tehdide konu hukuksal değerlere yönelik saldırının gerçekleştirilebilir olması gerekir ise de; bu saldırının bizzat fail tarafından gerçekleştirileceğinin beyan edilmesi gerekmez. Saldırının üçüncü kişi tarafından gerçekleştirileceğinin fail tarafından beyan edilmesi durumunda da bu suç oluşur. Fakat bu durumda da, üçüncü kişi tarafından kötülüğün gerçekleştirilmesi, failin iradesine bağlı ve iktidarında olmalı.
Tehditte, cebirden farklı olarak doğrudan kişi üzerinde fiziki bir etkide bulunmamaktadır. Mağdur saldırının gerçekleşeceği beyanıyla korkutulmaktadır. Başka bir anlatımla tehditte ileriye dönük ve olası, cebirde ise şimdiki zamana dönük ve gerçek bir zarar söz konusudur. Oysa cebir suçunda mağdura karşı fiziksel güç kullanılmaktadır. Bununla birlikte üçüncü kişiye karşı kullanılan cebir, mağdur açısından tehdit niteliği taşıyabilir.
Adam kaçırmada mağdur ve bu suçun detayları hakkında görüşme yapmak için, internet sayfamızda yer alan iletişim bilgilerinden faydalanarak hukuk büromuzdan danışmanlık randevusu talep edebilirsiniz.
0