Esenyurt vergi avukatı olarak, vergi kanununda yer alan usulsüzlük esaslarını yazımızın bu kısmında açıklayacağız. Madde 351’in içeriği; “Usulsüzlük vergi kanunlarının şekle ve usule müteallik hükümlerine riayet edilmemesidir” şeklindedir. Yani kanunlarımıza göre, usulsüzlüğün tanımı bu şekildedir. Usulsüzlüğün dereceleri ve cezaları arasında farklılıklar vardır. Usulsüzlük fiili re’sen takdiri gerektirirse, bağlı cetvelde yazılı cezalar iki kat olarak belirlenir. Konu hakkında, birkaç bilgilendirme açıklaması yapacak olursak;
- Vergi ve harç beyannamelerinin süresinde verilmemiş olması
- Bu kanuna göre tutulması mecburi olan defterlerden herhangi birinin tutulmamış olması
- Defter kayıtlarının ve bunlarla ilgili vesikaların doğru bir vergi incelemesi yapılmasına imkan vermeyecek derecede eksik, usulsüz ya da karışık olması
- Çiftçiler tarafından 245. Madde hükmüne göre muhtar ve ihtiyar heyetlerince yapılan davete müddetinde icabet edilmemesi
- Bu kanunun kayıt nizamına ait hükümlerine uyulmamış olması
- İşe başlamanın zamanında bildirilmemesi
- Tasdiki mecburi olan defterlerden herhangi birinin tasdik muamelesinin yaptırılmamış olması
- Diğer ücretler üzerinden alınan Gelir Vergisinde, tarh zamanı geçtiği halde verginin tarh ettirilmemiş olması
- Veraset ve intikal vergisi beyannamesinin 342. Maddesinin ikinci fıkrasında belirtilen süre içerisinde verilmiş olması
- Ekim ve sayım beyanlarının süresi içinde veya kanunda istenilen bilgileri ihtiva edecek doğru bir şekilde yapılmaması
- Vergi kanunlarında yazılı bildirmelerin zamanında yapılmamış olması
- Vergi karnesinin süresinin sonundan başlayarak 15 gün geçtiği halde alınmamış olması
- Tasdiki mecburi olan defterlerden herhangi birinin tasdik muamelesinin, süresinin sonundan başlayarak bir ay içerisinde yaptırılmış olması
- Vergi beyannameleri, bildirimler, evrak ve vesikaların kanunen belli şekil muhteviyatı, ekleri ile bunlarla ilgili olarak yapılan diğer düzenlemelere ilişkin hükümlere uyulmamış olması
Esenyurt Ceza Avukatı
Esenyurt vergi avukatı başlıklı yazımızın bu kısmında, ceza hukuku hakkında bilgilendirme yapacağız. Ceza hukuku içerisinde yer alan kanun maddeleri, toplum huzurunun ve birliğinin sürekliliğinin devam edebilmesi için oluşturulmuştur. Ceza hukuku alanını incelerken 4 kısma ayırabiliriz. Bunlar;
- Uluslar arası suçlar
- Kişilere karşı işlenen suçlar
- Topluma karşı suçlar
- Millete ve Devlete karşı suçlar olmaktadır.
Uluslar arası suçlar arasında yer alan bir konuda, göçmen kaçakçılığıdır. Bu suç ile korunmak istenen hukuksal yarar karma nitelik gösterir. Suç bakımından mağdur konumunda olan göçmenlerin, malvarlığı ve vücut bütünlüklerinin korunmak istenen öncelikli hukuksal yararlar olduğunu belirtebiliriz. Maddi menfaat sağlamak üzere, genellikle suç örgütleri marifetiyle göçmenler, yasal olmayan yollarla ülkeye sokulmakta ve bu örgütlerin eline geçirdikleri insanlar mal varlığı, beden bütünlükleri bakımından onarılamayan zararlara uğrayabilmektedirler. Bu nedenle mağdurların insan onuruyla bağdaşmayan bir muameleye tabi olmama hakları da korunmak istenen hukuksal yararlar arasındadır.
Korunmak istenen diğer bir hukuksal yarar ise, kamu ekonomisi olmaktadır. Çünkü yasadışı yollarla ülkeye sokulan göçmenler ülkede ucuz iş gücüne ve bu nedenle de ülke vatandaşları için iş kaybına yol açmaktadır. Bunun sonucunda meydana gelen işsizlikle mücadele etmek zorunda kalan Devlet, bu durumdan olumsuz şekilde etkilenmektedir.
Ayrıca bu sistem, kamu düzeni ve kamu güvenliğini de korumaktadır. Çünkü kaçak çalışan göçmenler vergi kaçakçılığına yol açtığı gibi, suç işleme oranlarının yüksekliğine de sebep olmaktadır.
Esenyurt Avukatlık
Esenyurt vergi avukatı olarak da bilinen hukuk büromuz, sadece bu bölgede değil Ülke genelinde çalışmalar yapmaktadır. Ayrıca yurt dışı bağlantılı olan hukuki süreçlerde de, müvekkillerini çözüme ulaştırmaktadır. Vergi hukukunda da, ceza hukukunda olduğu gibi bazı alanlarında uzlaşma komisyonuna başvuru yapılabilir.
Mükellef tarafından ikmalin, re’sen veya idarece tarh edilen vergilerle bunlara ilişkin vergi zıyaı cezalarının tahakkuk edecek miktarları konusunda, vergi zıyaına sebebiyet verilmesinin kanun hükümlerine yeterince nüfuz edememekten. Ayrıca 369. Maddede yazılı yanılmadan kaynaklandığının veya bu kanunun 116, 117, 118. Maddelerinde yazılı vergi hataları ile yargı kararlarıyla idarenin ihtilaf konusu olayda görüş farklılığının olduğunun ileri sürülmesi durumunda, idare bu bölümde yer alan hükümler çerçevesinde mükellefler uzlaşabilir.
Uzlaşma konusu verginin matrah farkları itibariyle bölünebildiği durumlarda uzlaşma sadece toplam matrah farkının bu bölümüne isabet eden vergi kısmı içinde yapılabilir. Uzlaşma talebi vergi ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren 30 gün içerisinde yapılır.
Uzlaşmanın vaki olmaması veya temin edilememesi halinde yeniden uzlaşma talebinde bulunulamaz. Uzlaşmanın vaki olmadığına dair tutanağa idarenin nihai teklifi yazılır. Mükellef dava açma süresinin sonuna kadar teklif edilen vergi ve cezayı kabul ettiğini yazılı olarak bildirirse bu takdirde uzlaşma sağlanmış olur. Mükellef, uzlaşma görüşmelerinde bağlı olduğu meslek odalarından bir temsilci ve 3568 sayılı Kanuna göre kurulan meslek odasından bir meslek mensubu bulundurabilir.
Beylikdüzü Avukat
Esenyurt vergi avukatı başlıklı makalemizin son kısmında ise, vergi davalarının açılmasından bahsedeceğiz. Mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenler, tarh edilen vergilere ve cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açma hakkına sahiptirler.
Vergi dairesi tadilat, takdir komisyonlarınca tahmin ve takdir olunan matrahlara karşı vergi muhakemesinde dava açılabilir. Belediyelerde dava açma yetkisini belediye adına varidat müdürü, olmayan yerlerde hesap işleri müdürü veya o görevi yapan kullanır.
Vergi dairesi başkanlıkları ile vergi daireleri, Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığınca belirlenen tutarları aşan davalarda Gelir İradesi Başkanlığının muvafakatini almadan vergi mahkemesi kararları aleyhine temyiz yoluna gidemezler.
Gelir İradesi Başkanlığı, tespit edeceği hadlerle sınırlı olmak şartıyla, muvafakat verme yetkisini vergi dairesi müdürlüklerinin taraf bulunduğu davalar için vergi dairesi başkanlıklarına veya defterdarlıklarına devredebilir.
Vergi mahkemesinde dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, tadilat ve takdir komisyonları kararlarının tebliğ edilmiş olması. Ayrıca tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödemenin yapılmış ve ödemeyi yapan tarafından verginin kesilmiş olması gerekir.
Mükellefler beyan ettikleri matrahlara ve bu matrahlar üzerinden tarh edilen vergilere karşı dava açamazlar. Bu kanunun vergi hatalarına ait mahfuzdur.
Esenyurt vergi avukatı ile görüşme yapmak için, internet sayfamızda yer alan iletişim bilgilerinden faydalanarak, hukuk büromuzla iletişime geçebilir ve danışmanlık randevusu alabilirsiniz.
0