Suç işleme sebebinde anlaşmalı boşanma davası yapılabilir mi? Türk Medeni Hukuku kapsamına göre boşanma davaları, anlaşmalı ve çekişmeli olarak açılabilir. Anlaşmalı boşanma davasının gerçekleşebilmesi için, tarafların geçerli olan evlilik birliği süresini doldurması ve boşanmanın bütün sonuçlarında uzlaşması gerekir.
Çekişmeli boşanma davaları ise, hukukumuza uygun olan sebeplere dayanmaktadır. Hukuka uygun olmayan sebeplere dayanılarak açılan davalar reddedilir. Daha açık şekilde belirtmemiz gerekirse; Taraflardan birinin çekişmeli boşanma davası açması için, suç işleme sebebi geçerli olan bir unsur olmaktadır. Fakat bu sebeple açılan dava ilk etapta, anlaşmalı boşanma davası olamaz. Dava süreci çekişmeli boşanma olarak başlatılabilir ve tarafların her konuda uzlaşması üzerine, dava anlaşmalı olarak ilerletilebilir. Suç işleme nedeniyle anlaşmalı boşanma davasının gerçekleşebilmesi için, tarafların ya da vekillerinin bu şekilde resmi işlemleri yapması gerekir.
Suç işleme sebebiyle açılan boşanma davasında ancak usulüne uygun şekilde yapılacak bir ıslah halinde anlaşmalı boşanma kararı verilebilmesine olanak vardır. Eşler sadece 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu madde 166 hükmüne göre açılmış bir davanın herhangi bir safhasında anlaşmalı boşanma gerçekleştirilebilir. Fakat burada belirtilen işlemler sırasına ve usulüne uygun olmak zorundadır. Aksi olan durumlarda, dava anlaşmalı boşanma olarak ilerletilemez ve sonuçlandırılamaz.
Suç işleme sebebine dayanılarak boşanma davası başlatılabilmesi için belli başlı olguların gerçekleşmesi gerekir. Bunları tablo halinde belirtmek gerekirse;
- Suçun Küçük Düşürücü Olması Gerekir
- Suçun Evlendikten Sonra İşlenmiş Olması Gerekir
- Suçun Küçük Düşürücülüğü Mutlak Değildir
- Suçun Küçük Düşürücülüğünü Toplumdaki Anlayış Belirler
Çekişmeli Boşanma Davasında Hâkim Neler Sorar
Suç işleme sebebinde anlaşmalı boşanma davası hakkında, yapılması gereken usulleri belirttikten sonra, dava sürecinde hâkimin soracağı sorular ve yapılacak işlemler hakkında bilgiler vereceğiz.
Çekişmeli boşanma davaları, anlaşmalı boşanma davasına ve eylemli ayrılık davalarına göre belli başlı farklılıklara uğramaktadır. Bu farklılıkların en temelinde ise, davanın açılma sebebi olmaktadır. Çünkü hukuk sistemimiz bu şekilde boşanma davası açılabilmesi için, belli başlı sebepleri onaylamaktadır. Kanun koyucunun belirlemiş olduğu ölçütlerin dışında sebeplerle açılan dava, mahkeme tarafından kabul edilmez.
Dava sürecinde pek çok kez duruşma yapılır. Tarafın, dava sürecinde vekil avukatı varsa eğer duruşmalara avukatı eşlik edebilir. Avukatsız ilerletilen durumlarda, dava dosyasının doğru şekilde takip edilebilmesi ve eksik işlem olmaması için tarafın davaya katılması gerekir.
Çekişmeli boşanma davasında, davalı ve davacı tarafın karşılıklı hem maddi, hem de manevi talepleri olabilir. Hâkim gerek bu talepler için, gerekse karşılıklı tarafların iddiaları hakkında pek çok konu hakkında soru yöneltebilir. Hâkimin, duruşmalarda soracağı soruları belirli bir kalıba sokmak imkânsızdır. Çünkü mahkemede yetkili kişi hâkimdir ve en doğru kararı verebilmek için soru sorma, ek belge isteme, farklı bilgi isteme yetkisine de sahiptir.
Küçük Düşürücü Suç Nedeniyle Boşanma
TMK madde 163 kapsamına göre; Eşlerden biri küçük düşürücü bir suç işler veya haysiyetsiz hayat sürer ve bu sebeplerden ötürü onunla birlikte yaşaması diğer eşten beklenemezse, bu eş boşanma davası açabilir.
Suçun küçük düşürücülüğünün kararını toplumdaki anlayış etkenlerine göre, hâkim belirler. Bilindiği üzere 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu ile suç işleme nisbi boşanma sebebi haline getirilmiştir. 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi döneminde öğretide terzil edici niteliğin suçun toplumdaki anlayışa ve ahlaki özelliklerine göre belirlenmesi gerekmekte. Buna göre hırsızlık ve adam öldürme suçlarının terzil edici cürüm sayılması bu görüş sahiplerine göre mutlak değildir.
Yapılan istatistik çalışmalarına göre, boşanma davasına sebep olan, sıklıkla karşılaşılan küçük düşürücü davranışlar şu şekildedir; hırsızlık, cinsel saldırı, cinsel istismar, uyuşturucu ticareti ve dolandırıcılık. Fakat genel itibarı ile küçük düşürücü sayılmayan suçlar da, olayın özelliklerine göre küçük düşürücü suç olabilir. TMK Madde 163 kapsamını inceleyecek olursak bu kapsamda açılacak dava için, bir süre sınırlandırılması getirilmediğini görürüz. Fakat evlilik birliği içinde suç işlenmiş ve buna rağmen uzun yıllar bu durum kabul edildikten sonra, bu sebebe dayalı dava açılırsa, davanın usulü gereği dürüstlük kuralı ihlal edilir ve dava reddedilir.
Suç işleme sebebinde anlaşmalı boşanma konumuzu açıkladıktan sonra, bu dava içerisinde yer alabilecek olan unsurlardan bahsedeceğiz.
Boşanmada Yüz Kızartıcı Suçlar
Suç işleme sebebiyle boşanma davası açılması için, hangi unsurlar yerine gelmelidir ve bu dava nasıl açılabilir? Taraflardan birinin yüz kızartıcı bir suça karışmasından sonra, bu sebebe dayanılarak çekişmeli boşanma davası açılabilmektedir. Suç işleme sebebine dayanılarak açılan boşanma davasında, suçun sabit olması gerekir. Ayrıca bu suçun diğer taraf açısından affa uğramaması gerekir. Şöyle ki, TMK Kurallarına göre; Evlilik birliği içerisinde affedilmiş hiçbir unsur sebebiyle boşanma davası açılamaz.
Suç işleme sebebine dayanılarak açılan boşanma davasında, suçun sabit olması gerekir. Ayrıca bu suçun diğer taraf açısından affa uğramaması gerekir. Şöyle ki, TMK Kurallarına göre; Evlilik birliği içerisinde affedilmiş hiçbir unsur sebebiyle boşanma davası açılamaz.
Hangi suçların insanın yüzünü kızartacağının tespiti her olayda ayrı şekilde yapılmaktadır. Anayasamızın 11. Maddesine göre Anayasa hükümleri bütün kuruluş ve kişileri bağlayan temel hukuk kurallarını oluşturduğundan Anayasamızın 76/2 maddesinde yazılı suçların yüz kızartıcı olduğu kesin olmaktadır. Kanunlarımızda yer alan bu davranışları belirtecek olursak;
- Zimmet
- İhtilas
- İrtikâp
- Rüşvet
- Uyuşturucu ticareti
- Hırsızlık
- Dolandırıcılık
- Sahtecilik
- Parada sahtecilik
- Mühürde sahtecilik
- İnancı kötüye kullanma
- Hileli iflas
- Zina
- Kasten adam öldürme
- Cinsel tacizde bulunma
- Diğerleri
Suç işlemede en büyük etkenlerden biri de, işlenilen suçun direkt olarak eşe uygulanması zorunlu değildir. Yani taraflardan birinin, 3. Kişi ya da kişilere yönelik yapacağı bu eylemlerden biri nedeniyle, ortak hayatın çekilmezliği koşulu oluşursa eğer boşanma davası açılabilir.
Suça karışmış ve suçu sabit görülmüş bir kimse ile kandırılma şekli halinde evlenmiş kişi, bunun sonrasında evliliğin iptali içinde, işlem yapabilir. Örnek verecek olursak; Yüz kızartıcı bir suçtan dolayı hüküm giymiş bulunan bir erkek suça karışmamış tanıtılarak nişanlı kız onunla evlenmeye yöneltilmişse, 4721 sayılı Türk Medeni Kanununun madde 150 b. 1 hükmüne göre evlenmenin iptali davasını açabilir.
Suç işleme sebebinde anlaşmalı boşanma konulu yazımıza devam ederken, davalarda verilen Yargıtay kararların sonuçlarından bahsedeceğiz.
Suç İşleme Nedeniyle Boşanma Yargıtay Kararı
1-) Y2HD, 19.03.2015, E. 2014/20560, K. 2015/11493
“Davalının, on iki yaşında bir kız çocuğuna cinsel tacizde bulunduğu, suçu sabit görülerek bundan dolayı ceza aldığı yapılan soruşturma ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır. Mahkemece, “davalının bu suçu bir kere işlemiş olmasının tek başına boşanmaya neden olmayacağı vicdani kanaatine varıldığı, bu durumun evliliği diğer eş bakımından çekilmez hale getirdiğinin ispatlanması gerektiği, bu yolda delil getirilmediği” gerekçesiyle dava reddedilmiştir. Dava Türk Medeni Kanununun 163. Maddesinde yer alan “küçük düşürücü suç işleme” sebebine dayanılarak açılmıştır. İşlenen suçun niteliğine göre davacının dava açması karşısında onunla birlikte yaşaması kendisinden beklenemeyeceği açık ve tartışmasızdır. Boşanma sebebi gerçekleşmiştir. Davanın kabulü gerekirken, isteğin reddi doğru görülmemiştir.”
2-) Y2HD, 16.11.2009, 16474-19889
“… Dava Türk Medeni Kanununun 163. Maddesinde yer alan, davalı eşin küçük düşürücü bir suç işlemesi sebebine dayanan, boşanma isteğine ilişkindir. Davacı dava dilekçesinde davalıya ait sabıka kayıtları yanında, Ankara ve Sincan Cumhuriyet Başsavcılıklarınca yürütülmekte olan hazırlık soruşturma evraklarındaki suçlamalara karıştığını ve halen bu suçlar nedeniyle tutuklu olduğunu ileri sürmüştür. Davacının delil olarak dayandığı soruşturma evrakları ile ilgili davalar açıldığı anlaşılmakla; bu dosyalar getirilip incelenerek deliller hep birlikte takdiri ve sonucuna göre karar verilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3-) Y2HD, 10.06.2010, E.2009/10161, K.2010/11493
“Davacı kadın, kocasının adam öldürme suçu nedeniyle mahkûm olduğunu beyanla ürk Medeni Kanununun 163. Maddesi uyarınca boşanma talebinde bulunmuştur. Toplanan delillerden; davalı kocanın 27.09.2003 tarihinde, eşinin ilişkisi olduğu yönündeki tanık beyanlarının tahrikiyle kasten adam öldürdüğü. Aynı gün nezarete alındığı, tutuklu şekilde yargılanarak Balıkesir Ağır Ceza Mahkemesinin 2003/377 esas sayılı dava dosyasıyla 10 yıl ağır hapis cezasıyla cezalandırıldığı, eşlerin suç işlendiği tarihten itibaren de ayrı yaşamaya başladıkları ve evlilik birliğinin bir daha kurulmadığı anlaşılmaktadır. Türk Medeni Kanununun 163. Maddesi uyarınca kocanın adam öldürmesi davacı kadını küçük düşürücü bir suç olduğu, bu nedenle birlikte yaşamanın kadından beklenemeyeceği. Bu durumdaki eş tarafından her zaman boşanma davası açabileceği, davacı kadının eşini affettiğine dair de herhangi bir delil bulunmadığı göz önüne alınarak boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Suç işleme sebebinde anlaşmalı boşanma yazımızın içerisinde verilen Yargıtay kararları, temsili ve örnek olmaktadır.
Eşi Cezaevinde Olana Boşanma Açınca Hemen Boşanır mı?
Eşlerden birinin suç işlediği kesin olduktan sonra, diğer eşin boşanma davası açma hakkı oluşur. Kanunlarımıza göre, suç işleme sebebine dayanarak boşanma davası açılması, geçerli bir sebeptir ve bunun ispatından sonra boşanma gerçekleşebilir. Fakat uygulanması gereken usulde farklılıklar meydana gelebilir. Çünkü kişi hürriyetinden yoksun kaldığı zaman işlemlerde farklılıklar meydana gelir. Cezaevinde hükümlü olarak kalan kişiye, vasi ataması yapılır. Vasi, hürriyeti kısıtlanan kişinin dış hayattaki resmi işlemlerini yapmakla yükümlüdür.
Cezaevinde bulunan eşe karşı açılan boşanma davası, anlaşmalı olabileceği gibi çekişmeli de olabilir. Buradaki en temel ayrım, tarafların anlaşmalarına bağlıdır. Anlaşmalı boşanma davası açılabilmesi tarafların boşanmayı kabul etmesi ve boşanmanın sonuçlarında uzlaşma sağlaması gerekir. Her iki tarafta bu kapsamda anlaşırlarsa eğer, dava vasi üzerinden ilerletilir. Eğer taraflar anlaşma sağlayamazlarsa, çekişmeli boşanma davası suç işleme sebebine dayanılarak açılabilir. Bu şekilde açılan davada yine vasi ataması yapılan kişiye yönelik ilerletilir.
Boşanma Süreci
Türk Hukuk sistemine göre, boşanma davası anlaşmalı, çekişmeli ve eylemli olarak 3 kısma ayrılır. Bütün bu dava türleri birbirinden farklı özelliklere sahip olmaktadır. Bunun içinde konuları ayrımlarına göre maddeler halinde incelememiz daha doğru olacaktır.
Anlaşmalı Boşanma Davası Süreci: Bu dava türünün uygulanabilmesi için, taraflar boşanmayı ve boşanmanın sonuçlarını kabul etmeli. Bunun sonrasında kendi aralarında avukat eşliğinde ya da avukatsız şekilde resmi protokol düzenlenmeli ve düzenlenen bu protokolde boşanmanın bütün sonuçlarında yapılan anlaşma şartları yer almalıdır. Örneğin; Nafaka ödemesi yapılacaksa hangi tarihte, ne kadar miktarda ve hangi sürede nasıl artırıma uğrayacağı protokolde mutlaka yer almalıdır. Hazırlanan protokol ve dilekçe eşliğinde, Adliyedeki resmi işlemler yapılır ve boşanma davasının günü belirlenir. Taraflar, mahkemenin belirlediği gün ve saatte duruşma salonunda hazır bulunmalıdır. Hâkime karşı, protokolde yer alan bütün maddelerin kabul edildiği beyan edilmelidir.
Çekişmeli Boşanma Davası Süreci: Çekişmeli boşanma davası açılırken, ilk olarak boşanmanın geçerli bir sebebe dayalı olması gerektiği bilinmelidir. Hukuk sistemi, geçerli sebebe dayandırılmadan açılan davaların, reddine karar verir. Ayrıca bu dava çeşidinde dikkat edilmesi gereken bir diğer etkense, dava dilekçesidir. Çekişmeli boşanma davası dilekçesi hazırlanırken içeriğinde; tarafların ikamet bilgileri, T.C Kimlik bilgileri, boşanmaya sebep olan etkenler, şahitler, deliller, maddi talepler ve manevi taleplerde yer almalıdır. Dava dilekçesi, davanın en temel unsurudur, bu nedenle de çok dikkatli şekilde hazırlanmalıdır. Eğer dava sürecini ilerletecek vekil avukatınız varsa dilekçenizi kanuna uygun şekilde hazırlayacaktır. Dava sürecinizi kendiniz ilerletecekseniz, mutlaka konu hakkında avukattan bilgi almalısınız ki, hak kaybı yaşama ihtimaliniz olmasın. Bu süreçte taraflar genel olarak pek çok konuda telafisi olmayan ya da çok zor olan hak kayıpları yaşarlar. Yaşanılan kayıplar maddi olacağı gibi, manevi şekilde de olabilmektedir.
Eylemli Ayrılık Sebebiyle Boşanma Davası Süreci: Bu şekle tabi olan bir davanın olabilmesi için, ortada reddedilen bir boşanma davası olmalıdır. Ayrıca reddedilen boşanma davasının bu şekilde sonuçlanabilmesi için, tarafların 3 yıl boyunca ortak hayat kurmamış olması gerekir. Ortak hayat kurulduğuna dair, tanık ya da şahit varsa ve bu mahkemeye kanıtlanırsa boşanma bu şekilde de gerçekleşemez. Bu koşullarda boşanma talebi devam eden taraf, geçerli olan bir boşanma sebebine dayanarak tekrardan boşanma davası isteminde bulunabilir.
Suç işleme sebebinde anlaşmalı boşanma davasının, ıslah yapılmadan ve taraflar arasında anlaşma sağlanmadan yapılmayacağını daha öncede belirtmiştik. Yazımıza devam ederken şimdi de, anlaşmalı boşanma ve çekişmeli boşanma süreci yaşayan kişiler hakkında bilgi vereceğiz.
Anlaşmalı Boşanma Yorumları
Anlaşmalı boşanma davası ve çekişmeli boşanma davası süreci birbirinden oldukça farklıdır. Aralarında oldukça uzun bir zaman farkı da vardır. Anlaşmalı boşanma davaları tek celsede biterken, çekişmeli boşanma davaları talep ve isteklerde anlaşma sağlanamamasından kaynaklı olarak daha uzun sürer. Çünkü anlaşmalı boşanma davalarında taraflar, maddi ve manevi olan her konuda anlaşırlar. Fakat çekişmeli dava sürecinde bu kararların hepsine hâkim karar verir. Hâkim bu kararları verirken, TMK kapsamında gerekli incelemeleri yapar, mahkemeye sunulan delilleri inceler, şahitler dinlenir ve bunların yanı sıra gerekli gördüğü durumlarda kurum ve kuruluşlardan ek belge ister.
Yukarıda da açıklamış olduğumuz değerlendirmelerden dolayı, yapılan istatistiklere göre, anlaşmalı boşanma davası süreci yaşayan kişiler hem maddi olarak hem de manevi olarak çok daha az yıpranırlar. Boşanma davasındaki süreç uzadıkça ve yapılacak işlemler arttıkça konudaki maddi ve manevi boyutta değişikliğe uğrar.
Anlaşmalı Boşanma Davası Şartları
Anlaşmalı boşanma davası şartları neler olmaktadır? TMK Kapsamına göre anlaşmalı olarak boşanmayı talep eden tarafların, belli başlı koşulları yerine getirmesi gerekmektedir. Kanunlarımıza göre bu şekilde boşanma davasının gerçekleşebilmesi için, gerekli olan unsurları belirtmek gerekirse;
- Taraflar evlilik birliğinde 1 yıllık süreyi doldurmalıdır
- Taraflar boşanmayı kabul etmelidir
- Taraflar boşanmanın maddi sonuçlarında uzlaşmalıdır (Tazminat, nafaka, mal paylaşımı vb. diğer maddi unsurlar)
- Taraflar boşanmanın manevi sonuçlarında uzlaşmalıdır (Müşterek çocuğun velayet hakkı, müşterek çocukla kişisel ilişki kurulma zamanları, soyadı değişiklikleri vb. diğer unsurlar)
Suç işleme sebebinde anlaşmalı boşanma ve boşanma davaları hakkında detaylı görüşme yapmak için, hukuk büromuzla iletişime geçebilirsiniz.
0